BİRLEŞMİŞ Milletler (BM) İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 5'inci ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 3'üncü maddesine göre, insanlık dışı bir cezalandırma ve yıldırma aracı olarak uygulanan işkence, mutlak şekilde yasaklandı. Ancak insan hakları örgütlerinin ve uluslararası kuruluşların pek çok ülkede sistematik işkenceye ilişkin ortaya koyduğu raporlar, insan haklarını hiçe sayan işkencenin dünya genelinde önlenemediğini gösteriyor.

İŞKENCENİN ÖNÜNE GEÇİLEMİYOR
İnsan hakları ve insanlık onuru uluslararası anlaşmalarla teminat altına alınmaya çalışılsa da dünya genelinde özellikle savaş ve iç çatışma ortamlarında insanlık dışı bir cezalandırma ve yıldırma aracı olan işkencenin önüne geçilemiyor. Dünyada savaş ve iç çatışmalar nedeniyle çok sayıda savunmasız kişi, işkence mağduru olmaya devam ederken otoritelerin ise etkin soruşturma yürütmediği belirtiliyor. Savaş ve iç çatışmanın olduğu bölgelerde işkence, yalnızca ölümle sonuçlanmıyor, mağdurlarda bıraktığı travmalarla uzun süreli fiziksel, psikolojik ve sosyal sorunlara da sebep oluyor.

26 HAZİRAN 1987'DE YÜRÜRLÜĞE GİRDİbirlesmis-milletler-Knbw_coverBirleşmiş Milletler, insanların hemcinslerine karşı işlediği en aşağılık eylemlerden biri olarak işkenceyi en başından kınadı. ‘İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezaya Karşı Sözleşme’si, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 1984'te kabul edildi ve yeterli sayıda devlet tarafından imzalanmasının ardından 26 Haziran 1987'de yürürlüğe girdi. Bu tarihten 10 yıl sonra, BM Genel Kurulu, işkencenin tamamen ortadan kaldırılması ve işkence mağdurlarına destek amacıyla 1997'de, 26 Haziran'ı ‘İşkence Mağdurlarıyla Uluslararası Dayanışma Günü’ ilan etti.

BM Genel Sekreteri António Guterres, olayın ciddiyetine dikkat çekerek “İşkencecilerin suçlarından paçayı sıyırmasına asla izin verilmemeli ve işkenceye imkan veren sistemler ortadan kaldırılmalı veya dönüştürülmelidir” ifadelerini kullandı. HABER/BUSE ER

Editör: Uğur Keskin