İzmir’in kulağına gitmesin!
Simru Silahtaroğlu
Bence seyahate gitmenin en güzel tarafı eve dönmek. Hani baba ocağına giderken ‘Bana müsaade’ demiştim ya, eh dönünce de bi ‘merhaba’ denir dedim kendimce. Benimkisi hem ziyaret hem ticaret türünden oldu azıcık. Gittim ve hemencik döndüm. İzmir demek memleket hasreti demek benim için. Geride bıraktığım dost, akraba, anı demek. Çocukluğum, ergenliğim, gençliğim ve de toprağa verdiklerim demek. Bir başkadır memleketin havasını solumak, anıları tazelemek. Gençlik yıllarımı bıraktığım İzmir’in Hatay semtini arşınlıyorum. Ne arıyor ve de ne bulacaksam. Yıllarca yaşadığım Nokta durağındaki binayı bile bulmakta zorlandım. Binanın altında Kent Pastanesi vardı şimdilerde yok olmuş. Hiçbir şey bıraktığım gibi değil sanki. Aradığımı bulamıyorum. Yokuş çık, merdiven in derken yoruldum. İzmir’i bilenler bilir özellikle Karataş, Hatay, Halil Rıfat Paşa semtlerinin birbirine bağlantısı, ya adamın dilini bir karış dışarı çıkaran yokuşlarla, ya da soluğunu kesen merdivenlerledir. Dar sokakları inişli çıkışlı yokuşları, Asansörü, İngiliz Bahçesi, Bahri Baba Parkı, Hatay’ı Konak Merkeze bağlayan meşhur Varyant’ı ve de açık hava sinemalarıyla bi başkadır memleketim. Veya bir başkaydı! Ama var ya pek çok şey gibi, Halil Rıfat Paşa ve Karataş semtinin özelliği olan tarihi binalar da yok olup gitmiş. Eski Rum evleri vardı verandalı, akşamüzeri mahalle sakinleri verandalarına tabureleri atar çayını demler ve karşıdan karşıya da olsa sohbetler edilir, ince belli bardaklarda ikram edilen tavşan kanı çaylarla sohbetler koyulaşırdı. Ama yoklar artık. Mazi de anı olarak kalmış bir bir.Yok ya sevmedim. Hiç bi şey yerinde değil. Hiç bi şey bıraktığım gibi değil. Alsancak sahil bandı doldurulmuş deniz ötelerde kalmış. Hani o Kordon’un simgesi süslü faytonlar, hani nerede bembeyaz giysisi ve başındaki külahı ile ‘Dilden Yanaktan’ satılan beyaz el arabaları, nereye gitmiş Pasaport kahvesi? Akşam gün batımı vakti geldi mi, güneşin kızıllığı denize yansıdı mı eh ‘Vakt-i Keraat’ gelmiştir nargileler fokurdar, genci yaşlısı Pasaport’ta gün batımı keyfini yaşardı. Şimdi mi, şimdi Kordon’un da çehresi değişmiş. Güzel mi, eh fena değil. Ama benim özlemim bu değil. İzmir’in kulağına gitmesin ama bu halini pek sevmiyorum.
Yorumlar