ANTALYA Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD)  Başkanı Akın Akıncı’nın başkanlığını yaptığı ‘Türkiye – Japonya: 2 Ülke Arasındaki Deprem Afet Önleme Farkları’ konu başlıklı toplantı Akra Otel’de gerçekleştirildi. Toplantıya Yüksek İnşaat Mühendisi Yoshinori Moriwaki konuşmacı olarak katıldı. Türkiye’de 20 milyonu aşan yapı stoğunun yüzde 60’nın kaçak olduğunu söyleyen Japon deprem uzmanı Yoshinori Morıwaki, “Kemer, Kumluca, Finike, Kale ve Kaş birinci derece deprem bölgesi içinde yer alıyor. Bu bölgelerde yapıların denetimi son derece hayati önem taşıyor” diye konuştu.

Toplantıya katılan diğer isimler ise TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Şube Başkanı Derya Ünver, TMMOB Şehir Plancıları Odası Şube Başkanı Funda Yörük, TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Şube Başkanı Gülsüm Kıldan, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Şube Başkanı Okan Hançer ve TMMOB Makina Mühendisleri Odası Şube Başkanı İbrahim Atmaca oldu.

01-50
‘ASRIN FELAKETİNİ YAŞADIK’
ANSİAD Başkanı Akın Akıncı, ülke olarak çok ciddi bir deprem yaşandığını söyledi. Akıncı, “Türkiye olarak çok ciddi bir şekilde asrın felaketini yaşadık. Bize düşen bundan sonraki restorasyon sürecinde bu felaketi sürekli hafızalarda tutabilmektir. Hem fiziki hem de psikolojik olarak deprem bölgesine yardımlarımızı sürdürmeli ve esirgememiz lazım. Türkiye farklı dereceleri ile tamamı ile deprem bölgesi içindedir. Yönetmeliklerimiz hep var ve Türkiye’de yönetmeliklerimiz hep oldu. Türkiye en büyük depremini 27 Aralık 1939’da Erzincan’da yaşadı. 33 bin kayıtlı ölü, 100 bin yaralı ve 120 bin de bina yıkıldı. 68 sene sonra 7.8 Marmara Depremi’nde yine kayıtlı 20 bin ölü ve daha fazlası var. Bölgede 300 bini aşan bina hasar gördü.  60 sene de hiçbir ders almamışız. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen asrın felaketinde kayıtlı 50 bin ölü ve 200 bin konut var. 35 yıldır profesyonel iş hayatımda bu iş ile uğraşan bir kişi olarak burada esas problemin yönetmeliklerin haricinde eğitim sistemimizde olduğunu görüyorum ve uygulamalarımızda da çok ciddi sorunlarımız var. Japonya, dünyada deprem mühendisliğinin çıkış noktası dediğimiz yerdir. Bugünkü konuğumuz Tükiye ve Japonya’yı çok iyi bilen Sayın Yoshinori Morıwaki’dir. Bizimle bugün deprem ve iki ülke arasındaki farklar hakkında bilgilerini paylaşacak” ifadelerini kullandı.

02-8

‘YAPI DENETİMİ ZORUNLU OLMALI’
Antalya’nın Kemer, Kumluca, Finike, Kale ve Kaş ilçelerinin birinci derece; Antalya’nın merkezi, Serik, Manavgat, Korkuteli ve Elmalı ilçelerinin ikinci derece; Akseki ile İbradi ilçelerinin üçüncü derece; Alanya, Gazipaşa ve Gündoğmuş ilçelerinin ise dördüncü derece deprem bölgesi olduğunu belirten deprem uzmanı Yoshinori Morıwaki, yapı denetiminin zorunlu hale gelmesi gerektiğini söyledi.  Morıwaki, “2001’de 4708 sayılı ‘Yapı Denetim Kanunu’ yürürlüğe girdi. İlk etapta 19 pilot il belirlendi. Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bolu, Bursa, Çanakkale, Denizli, Düzce, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ ve Yalova’da ilk olarak uygulanmaya başladı. Bunların dışındaki yerleşim yerlerinde denetim işlemi, ‘Teknik Uygulama Sorumluluğu (TUS)’ sistemiyle yürütülmeye devam etti. Bu kapsamda birinci derece deprem bölgesi olduğu halde bugüne kadar yapı denetimi yapılmayan Amasya, Bartın, Burdur, Bingöl, Erzincan, Hakkâri, Isparta, Kırıkkale, Kastamonu, Kırşehir, Karabük, Kahramanmaraş, Manisa, Muğla, Muş, Osmaniye, Siirt, Şırnak, Van gibi illerde binalar yapı denetim şirketlerince denetlenmedi” dedi.

03-3
JAPONYA’DA İMAR AFFI YOK
Türkiye’nin bina karnesinin zayıf olduğunu ifade eden Morıwaki, Japonya’da imar affının olmadığını ancak Türkiye’de olduğuna dikkat çekti.  Morıwaki, Türkiye’de 20 milyonu aşan yapı stoğunun yüzde 60’ının kaçak olduğunu belirterek Türkiye’deki ve Japonya’daki mühendis ve mimarların arasındaki farkları anlattı.  Morıwaki, “Türkiye’de mühendislik bölümü mezuniyet belgesi alan bir kişi mühendis olup imza yetkisine sahip olabiliyorken Japonya’da ise bir mühendis mezuniyet belgesinin aldıktan sonra iki yıl çalışıp ‘Ulusal Sınavı’ kazanmak zorunda ve bu sınavı Japonya’da geçme oranı yüzde 10 ‘dur. Türkiye’de sismik izolatör ve güçlendirme daha fazla kullanılmalıdır. Bu teknoloji binaların, yapıların, insan hayatının ve ülkenin korunmasına katkı sağlar. Japonya’da hastaneler, okullar, müzeler, devlet binaları ve benzeri kamu binalarında sismik izolatör ve güçlendirmeye önem veriliyor. Türkiye’de ise sadece hastanelerde kullanılıyor. Bu uygulamanın tüm kamu binalarına yayılması gerekmektedir ” şeklinde konuştu. HABER/GAZİ KARATAŞ

Editör: Uğur Keskin