KADIN Cinayetlerini Durduracağız Platformu Temsilcisi Tuana Gençer, seçimden sonra binlerce kadının örgütlenmek için ‘Kadın Meclisleri Üyelik Formu’nu doldurduğunu belirtti. Gençer, kadın mücadelesi zaten çok zor bir mücadele seçimden sonra olanlar da bizim mücadelemize engel olamaz. Yolumuza hangi taşlar döşenirse döşensin biz birlik içerisinde bütün engelleri aşarız. Bu tarih boyunca böyle olmuştur böyle de olmaya devam edecektir. Kadınlar belli ki artan bir baskı ile karşı karşıya olacak, o yüzden bütün kadınları örgütlenmeye davet ediyorum. Mücadele bayrağımızı yükseltelim” dedi.
‘KADINLAR SONUÇTAN MEMNUN DEĞİL’
Seçim sonuçlarının birçok kadını memnun etmediğini söyleyen Gençer, “Var olan iktidar bu seçim sürecine girmeden önce zaten kadın düşmanlığıyla bilinen bir iktidardı. İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuzca geri çekilen, kadınların şikayet dilekçelerini ciddiye almayan bir iktidardı. Seçim döneminde kaybetme korkusuyla Hüda-Par ile ittifak kurması kadınlara karşı davranışlarını net olarak ortaya koyan nitelikteydi. Hem Hüda-Par hem de Yeniden Refah Partisi kadın düşmanı partiler. Bu ittifak oluşturulduktan sonra da Cumhur İttifakı sürekli kadınların kazanılmış haklarına saldırıda bulunmaya başladı. 6284’e saldırıldı, nafaka hakkı ile ilgili düzenlemeler gündem edildi. Kadınların giyimi, çalışıp çalışmayacağı, kaçta eve geleceği gibi temel özgürlüklerimiz ittifakın ağzından düşmedi. Ayrıca kadınların sahiplendirilmesi gibi çirkin bir dil ile karşılaştık. Kadınlar bu yüzden Cumhur ittifakı iktidar olursa başlarına ne geleceği düşüncesine sahiptiler ve korkuyorlardı. Maalesef korkulan başa geldi ve bir dahaki seçime kadar iktidar konumuna geldi” diye konuştu.
‘ÖRGÜTLENMEYE İHTİYACIMIZ VAR’
Umutsuzluğa kapılmamak gerektiğini söyleyen Gençer, “Bir grup insan, iktidarın tekrar seçilmesinden sonra umutsuzluğa kapıldı. Ancak kadınların karamsarlığa kapılmak umutsuz olmak gibi bir lüksü yok. Bizim seçimden sonra başvurularımız hızla artmaya başladı. Binlerce kadın hızla formu dolduruyor. Aradığımız zaman kadınlarla aynı duyguları paylaştığımızı gördük. Onlar daha önce bir örgütlü mücadelenin içinde değillerdi. Normal bir gün de ‘ne yapıyor bu kadınlar’ diyerek formu dolduran kadınlar değiller, can havliyle bir örgütlenme ihtiyacı duyan kadınlar ‘eyvah bittik’ diyen ‘bundan sonra bize daha çok mücadele etmek düşer’ diye düşünen kadınların formu doldurduğunu gördük. Kendileri de bu şekilde ifade ediyor. Bu sayının birkaç gün içinde bu kadar hızla yükselmesi zaten kadınların örgütlenmeyi ve mücadeleyi tercih ettiğinin göstergesi. Şöyle bir veri vermek isterim; Emine Bulut biliyorsunuz öldürülmüştü ve ‘ölmek istemiyorum’ çağrısı tüm ülkede gündem olmuştu. O zaman da kadınlardan ‘artık yeter’ hissiyle çok fazla başvuru almıştık. Kadınlar örgütlenme ihtiyacı duymuştu. Şimdi ise iktidar tekrar söz sahibi olduğu için, hayatlarımızı nasıl yaşayacağımıza kendileri karar verdiği için kadınlar tekrar örgütlenme ihtiyacı duydular. Ulaştığımız kadınların hiçbiri umutsuz değil. Hepsi mücadeleci kadınlar” ifadelerini kullandı.
‘SUSUP BEKLEMEYECEĞİZ!
Kadın mücadelesinin zor olduğunu ama pes etmeyeceklerini belirten Gençer, “Sadece kadınların tarihine baktığımız zaman, ne kolay oldu ki bizim için? Kadınlar sadece Türkiye’de değil dünyanın birçok yerinde mücadelesini sürdürüyor. Afganistan’daki kadın mücadelesi, İran’daki mücadele bunun en önemli örnekleri. Kadın mücadelesinin yoluna hiçbir zaman kalpler, çiçekler döşenmedi ki hep bu mücadele yolunda ölüm pahasına boşanmış kadınlar ya da haklarını kazanmak için sokaklardan, meydanlardan bir an olsun ayrılmamış. Bizden önceki kadınlar bu kadar çok fedakârlık ve mücadele etmişken bizim susup oturmamız elbette ki beklenemezdi” dedi. ÖZEL HABER/ ÇİĞDEM KORKAN