'Destek paketleri güncellenerek devam etti'
Konuşmasında verilen destekler hakkında da sunum yapan Çetin, 'İlk destek paketi açıklandığında verilen desteklerin beklentimizi karşılamadığını dile getiren ilk Oda Başkanı ben oldum. Nitekim destek paketleri güncellenerek devam eti. İşletmelere bir nebze olsun nefes aldıracak önemli destekler yürürlüğe kondu. Biz de TOBB ve ATSO olarak elimizde ne varsa üyelerimize açıyoruz. Son olarak TOBB'un, işletmeler için Nefes Kredisi, şahıs işletmeleri için Can Suyu kredisi yürürlüğe girdi. Antalya'da 1850 firmamıza yüzde 7.5 faizle şirket başına 50'şer bin lira olmak üzere toplam 90 milyon lira 2020 yılı ödemesiz 2021 yılında 12 taksit olmak üzere kredi imkanı sağlandı. Türkiye ekonomisi, salgına zaten durgunluğa girmiş olan bir ekonomi ile yakalandı. Geçmiş yıllardan gelen ödenemeyen, yapılandırılan, ertelenen krediler var. Dolayısıyla bugün de ekonomiye arzu ettiğimiz düzeyde destek verilemiyor. Bu süreç yıllardır dile getirdiğimiz yapısal reformların ne kadar önemli olduğunu da ortaya çıkardı. Bazen belli adımları kriz dönemlerinde atmanız gerekir. Bu musibetin de yapısal reform takvimi için bir başlangıç olmasını diliyorum' ifadelerinde bulundu.
'Dijitalleşme seferberliğine hız vermeliyiz'
Çetin, 'Bu süreç bizlere dijital dünyaya geçişin daha fazla ötelenemeyeceği de göstermiştir. Dijitalleşme seferberliğine hız vermeliyiz. Pahalı ofislerin, plazaların, büyük binaların dönemi bitmiştir. Büyük uluslararası toplantılar bile telekonferansla yapılabilir olmuştur. Sanal fuarlar, telekonferansla B2B görüşmeleri yaygınlaşacaktır. E-ticaret ayağı olmayan perakendeciler ciddi darbe yemişlerdir. Türkiye 2-3 hafta içinde dijital eğitime geçmiştir. Evden çalışma, kısmi zamanlı çalışma, akıllı otomasyon teknolojileri artık ana unsur haline gelmiştir. Bu noktada ATSO olarak gündeme getirdiğimiz Antalya 4.0 vizyonunun da ne kadar yerinde olduğunu da görmüş oluyoruz. Önümüzdeki dönemde ticaret de eskisi gibi olmayacak, alıştığımız rutinler değişecektir. Tüm sektörlerde hijyen standartları yeniden ele alınacaktır. Bütün sektörler için bir değişim söz konusu olacaktır. Antalya ekonomisinin lokomotifi turizmde bazı alışkanlıklarımızı değiştirmek zorunda kalabiliriz. Bu koşullar altında mevcut kitle turizminin şekli değişmek durumunda. Bu dönemde otellerimiz her şey dahilden çıkarak, mesafe kurallarına uyarak, daha yüksek fiyatlarla çalışma dönemine geçmeyi düşünmelidirler. Antalya, 'sağlık şehri' sloganıyla taksi, restoran hizmetlerini, mağaza ve market standartlarını uzmanlarla birlikte ele almalıdır' dedi.
'Korona Türkiye ve Antalya için bir fırsat da olabilir'
Bu süreci iyi yönetirsek Korona Türkiye ve Antalya için bir fırsat da olabilir. Dünyada Çin'e ve Uzak Doğu'ya turizm ve ithalat talebi azalacaktır. Akdeniz'de İtalya ve İspanya salgından çok ağır etkilenmişlerdir. Türkiye ve Yunanistan Akdeniz'de avantajlı olan ülkelerdir. Antalya'yı örnek bir sağlık destinasyonu olarak lanse edersek, havalimanlarında, otobüslerde, otellerde, şehrimizde gerekli önlemleri alırsak, Antalya'nın örnek bir sağlık destinasyonu olduğunu gösterirsek bu süreci orta-uzun vadede avantajlı şekilde geride bırakırız. Bu konu sadece konaklama sektörü meselesi de değildir. Dünya tedarik zincirinde kırılmalar söz konusudur. Biz, kırılan noktalarda alternatif üretebilecek üretim gücüne sahibiz. Bizim iş dünyamız, girişimcilerimiz sorunlara çözüm üretme yeteneğine ve esnekliğine sahiptir. Yeter ki bu süreci bilimin ışığında ortak akıl ve dayanışma ile geride bırakalım' mesajını verdi. (İHA)