ANTALYA Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, Antalya İşadamları Derneği'nin (ANTİAD) video konferans toplantısına katıldı. Toplantının açılışında konuşan ANTİAD Başkanı Ferhat Yıldız, dünyanın ve Türkiye'nin Korona virüs pandemisinden dolayı zor bir süreç geçirdiğini belirterek, bu zor süreçten en fazla ekonominin etkilendiğini kaydetti. TSO Başkanı Çetin, Korona virüs salgını nedeniyle yaşanan durum, ATSO'nun yaptığı çalışmalar ile can suyu kredisi, kısa çalışma ödeneği, kira ödemeleri başta olmak üzere ekonomi gündemindeki konuları değerlendirildi. Dünya'nın 100 yılda bir görülebilecek bir salgını yaşadığını ve bu salgının sosyal hayattan ekonomiye kadar her alanda etkilerinin olduğunu kaydeden Davut Çetin, 'Salgın konusunda bir belirsizlikle karşı karşıyayız. Salgının ne zaman biteceği, aşının ne zaman bulunacağı, ikinci dalga olur mu sorularına cevap bulabilmiş değiliz. Belirsizliğin olduğu bir ortamda hem insan psikolojisi hem de ekonomi olumsuz etkileniyor. Sayın Valimizin koordinasyonunda alınan tedbirler neticesinde Antalya bu süreci iyi bir performansla sürdürüyor. İlimiz, sahip olduğu turizm kapasitesi nedeniyle yüksek risk içeriyor olmasına rağmen vaka sayımız ülke ortalamasının çok altında. Mücadele sürecindeki disiplini devam ettirmemiz gerekiyor. Ancak bu salgının bir de ekonomiye yansıması var. Ülke genelinde alınan tedbirler nedeniyle kent ekonomisinin yüzde 60 – 65'i durdu, 45 bin üyemizden 7 bini genelge ile kepenk kapatmış durumda. Bunlardan bir kısmı mücbir sebep kapsamına alınarak bazı destek ve gider ötelemelerinden yararlanabiliyorlar. Ancak belirlenmiş 19 sektör dışında kalan birçok işletmemiz genelge ile kapatılmış olmalarına rağmen mücbir sebep kapsamında değiller. Gelirleri yok ama kira, fatura ve personel giderleri devam ediyor. Açıklanan destek paketlerinde devletin '3 aylığına kiradan stopajı almıyoruz' demesini çok isterdim. Devlet 3 ay stopaj almayacak, mülk sahipleri kiradan yüzde 50 feragat edecek. Bu, psikolojik olarak büyük bir rahatlamaya neden olur. Şu anda en çok ihtiyaç duyduğumuz şey dayanışma ve ekonomiye güven' dedi.

'Destek paketleri güncellenerek devam etti'
Konuşmasında verilen destekler hakkında da sunum yapan Çetin, 'İlk destek paketi açıklandığında verilen desteklerin beklentimizi karşılamadığını dile getiren ilk Oda Başkanı ben oldum. Nitekim destek paketleri güncellenerek devam eti. İşletmelere bir nebze olsun nefes aldıracak önemli destekler yürürlüğe kondu. Biz de TOBB ve ATSO olarak elimizde ne varsa üyelerimize açıyoruz. Son olarak TOBB'un, işletmeler için Nefes Kredisi, şahıs işletmeleri için Can Suyu kredisi yürürlüğe girdi. Antalya'da 1850 firmamıza yüzde 7.5 faizle şirket başına 50'şer bin lira olmak üzere toplam 90 milyon lira 2020 yılı ödemesiz 2021 yılında 12 taksit olmak üzere kredi imkanı sağlandı. Türkiye ekonomisi, salgına zaten durgunluğa girmiş olan bir ekonomi ile yakalandı. Geçmiş yıllardan gelen ödenemeyen, yapılandırılan, ertelenen krediler var. Dolayısıyla bugün de ekonomiye arzu ettiğimiz düzeyde destek verilemiyor. Bu süreç yıllardır dile getirdiğimiz yapısal reformların ne kadar önemli olduğunu da ortaya çıkardı. Bazen belli adımları kriz dönemlerinde atmanız gerekir. Bu musibetin de yapısal reform takvimi için bir başlangıç olmasını diliyorum' ifadelerinde bulundu.

'Dijitalleşme seferberliğine hız vermeliyiz'
Çetin, 'Bu süreç bizlere dijital dünyaya geçişin daha fazla ötelenemeyeceği de göstermiştir. Dijitalleşme seferberliğine hız vermeliyiz. Pahalı ofislerin, plazaların, büyük binaların dönemi bitmiştir. Büyük uluslararası toplantılar bile telekonferansla yapılabilir olmuştur. Sanal fuarlar, telekonferansla B2B görüşmeleri yaygınlaşacaktır. E-ticaret ayağı olmayan perakendeciler ciddi darbe yemişlerdir. Türkiye 2-3 hafta içinde dijital eğitime geçmiştir. Evden çalışma, kısmi zamanlı çalışma, akıllı otomasyon teknolojileri artık ana unsur haline gelmiştir. Bu noktada ATSO olarak gündeme getirdiğimiz Antalya 4.0 vizyonunun da ne kadar yerinde olduğunu da görmüş oluyoruz. Önümüzdeki dönemde ticaret de eskisi gibi olmayacak, alıştığımız rutinler değişecektir. Tüm sektörlerde hijyen standartları yeniden ele alınacaktır. Bütün sektörler için bir değişim söz konusu olacaktır. Antalya ekonomisinin lokomotifi turizmde bazı alışkanlıklarımızı değiştirmek zorunda kalabiliriz. Bu koşullar altında mevcut kitle turizminin şekli değişmek durumunda. Bu dönemde otellerimiz her şey dahilden çıkarak, mesafe kurallarına uyarak, daha yüksek fiyatlarla çalışma dönemine geçmeyi düşünmelidirler. Antalya, 'sağlık şehri' sloganıyla taksi, restoran hizmetlerini, mağaza ve market standartlarını uzmanlarla birlikte ele almalıdır' dedi.

'Korona Türkiye ve Antalya için bir fırsat da olabilir'
Bu süreci iyi yönetirsek Korona Türkiye ve Antalya için bir fırsat da olabilir. Dünyada Çin'e ve Uzak Doğu'ya turizm ve ithalat talebi azalacaktır. Akdeniz'de İtalya ve İspanya salgından çok ağır etkilenmişlerdir. Türkiye ve Yunanistan Akdeniz'de avantajlı olan ülkelerdir. Antalya'yı örnek bir sağlık destinasyonu olarak lanse edersek, havalimanlarında, otobüslerde, otellerde, şehrimizde gerekli önlemleri alırsak, Antalya'nın örnek bir sağlık destinasyonu olduğunu gösterirsek bu süreci orta-uzun vadede avantajlı şekilde geride bırakırız. Bu konu sadece konaklama sektörü meselesi de değildir. Dünya tedarik zincirinde kırılmalar söz konusudur. Biz, kırılan noktalarda alternatif üretebilecek üretim gücüne sahibiz. Bizim iş dünyamız, girişimcilerimiz sorunlara çözüm üretme yeteneğine ve esnekliğine sahiptir. Yeter ki bu süreci bilimin ışığında ortak akıl ve dayanışma ile geride bırakalım' mesajını verdi. (İHA)