Akdeniz’in kucağındaki Kaputaş Plajı, Kaş ile Kalkan arasındaki sahil yolunun gizemli bir mücevheri olarak konumlanmıştır. Bu benzersiz plaj, 187 basamaklık bir serüvenin ardından ulaşılabilen bir cennetin kapılarını aralar.
Kaputaş Plajı'na giden yol, adeta bir kanyonun ağzından süzülerek iner. Karayolu, 1962 yılında meydana gelen trajik bir olayın izlerini taşır. 17 Kasım günü, Karayolları 13. Bölge Müdürlüğü Kaputaş Mevkii'nde yapılan çalışmalarda, resimdeki yarmalarda gerçekleşen iş kazası, dört işçinin hayatına mal olur. Bu acı olay, Kaputaş’ta yöre halkı tarafından hiç unutulmadı.
UNUTULMAZ ANILAR, İSİMLERLE ANILMIŞ
Plajın hemen yukarısından geçen yol, bir anıya ev sahipliği yapıyor. Yolda, ölen işçilere adanmış iki tabela bulunmaktadır. Bu tabelalarda, kaybedilen canların isimleri hüzünle yazılıdır. Her harfinde bir anı, her kelimesinde bir iz bırakılmıştır. Anıları yaşatmak adına dikilen bu tabelalar, zamanın akışına direnen birer mazi taşıdır.
PROF. DR. HAVVA İŞKAN IŞIK'IN ANIT TEKLİFİ
Patara Kazı Başkanı Prof. Dr. Havva İşkan Işık, ölen işçilere adanacak bir anıtın önemini kavramış ve bu hüzünlü olaydan yıllar sonra 2020’de bir teklifte bulunmuştur. Anıt, hem geçmişi hatırlatan hem de geleceğe bir umut ışığı bırakan bir sanat eseri olacaktır.
HALKIN SESİ: BİR TÜRKÜ, BİN HİS
Yöre halkı, acı olayın ardından yüreklerinde doğan hüznü türkülerle anlatmıştır. Bu türküler, Kaputaş Plajı'na düşen gözyaşlarını, yaşanmışlıkları ve sevgiyi içinde barındırır. Her nakaratında, kaybedilen canların anısına yakılan bir ağıt yankılanır. Hasan Kalkan türkünün hikayesini ise şu şekilde anlatır:
Kaputaş Plajı, üzerinde taşıdığı hikayelerle de ziyaretçilerini büyüler. Her dalgası, her rüzgarı, bir zamanlar kaybolan yaşamların anısına şahitlik eder. Kaputaş Plajı'na adım attığınızda, sadece güneşin ve denizin değil, geçmişin ve yaşananların da bir parçası olduğunuzu hissedersiniz. Haber/Erendiz ÖZKURT
