Kayboluş

 Gençlik, hayatın en renkli, en coşkulu ve tabii ki bir o kadar da karmaşık dönemlerinden biri! Bu yaşlarda her şey mümkün gibi görünür ama aynı zamanda "Ne yapmak istediğimi hiç bilmiyorum!" diye kara kara düşünüyoruz bazen.

Genç yaşlarda kendimizi sanki bir labirentin içinde kaybolmuş gibi hissederiz. Hayatın o karmaşık yollarında nereye gitmemiz gerektiğini bilemiyoruz. Arkadaşlarımız neler yapıyor, aile ne bekliyor, okul ne diyor? Bu soruların cevapları bazen bir gizem gibi gelir. Ben 28 yaşındayım, okulum biteli çok oldu, çalışıyorum, kısmen ailemden bağımsızım. Ama hala hayat çok karmaşık. Ne yapmalıyım, ne yapmamalıyım hala bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa o da tam olarak hata yapmam gereken yerde olduğum. Hata yapmalıyım, bazen o adımı düşünmeden atmalıyım. Gözü kapalı…

İşte tam da bu noktada, hayatın tadını çıkarmanın ve yeni şeyler denemenin zamanı geliyor. Hayatın tadını çıkarırken kendimizi ve ne istediğimizi keşfetme fırsatını yakalamalıyız. Bu küçük bir adımla da olabilir. Ya da hayatımızın altını üstüne getirerek. Sonuçta hayatımızın altının üstünden daha güzel olmadığını nereden biliyoruz değil mi?

Aslında bu yaşlarda kaybolmuş hissetmek, büyüme yolculuğunun bir parçası. Bu duygu, düşünce, his artık neyse sonunda kendi benliğinizi bulma yolunda bize rehberlik eder. Yolda bazen karşılaşacağımız tüm çılgın maceraların ve hataların bir anlamı var.

Herkes bu dönemi bir şekilde atlattı, atlatıyor. Bu süreci anlayışla karşılamak, bize yardımcı olacak. Bu yolculukta eğlenmekten ve özellikle de hata yapmaktan korkmamalıyız! Gençlik sadece bir başlangıç ve bu yolculuk boyunca kendimizi ifade etmek, tutkularımızı keşfetmek için bolca zamanımız var. Tam şu an, her şeyi değiştirmenin tam zamanı!