Kızılırmak’ın güneyinde, İpek Yolu'nun yanı başında yer alan bu şehir, geçmiş ve gelecek arasında bir köprü gibi. M.Ö. 2000'lerde, Hititler Anadolu’ya adım attığında, Kayseri'nin 22 kilometre uzağında Kültepe adında bir şehir kurdu. Kültepe, kayaların üstünde yükselen bir höyük gibi, geçmişin sırlarını saklıyordu. Zaman içinde bu bölge, Asurlu tüccarların ve Hititli yerlilerin buluşma yeri oldu. Kazılarda bulunan çivi yazılı tabletler, bu iki halkın ticaretinin ne kadar canlı olduğunu anlatıyor. Daha sonra Roma İmparatorluğu, Kayseri'yi ele geçirdi. Hristiyanlık, şehrin sokaklarında yayıldıkça Kayseri, bu yeni dinin önemli merkezlerinden biri haline geldi. Hristiyanlar, zulme uğrarken şehrin oyma kiliseleri sığınak oldu.
M.S. 6’ncı yüzyılda İmparator I. Justinianus, Kayseri'yi surlarla çevirdi ancak şehir, Emevi orduları tarafından dört kez fethedildi. Her seferinde, Kayseri’nin ruhu yeniden canlandı. Selçuklular, Malazgirt Meydan Muharebesi’nden sonra bu toprakları tamamen ele geçirdi. Kayseri, Konya’dan sonra Anadolu’nun en önemli şehri oldu. Selçuklu mimarisi, şehirdeki zarif yapılarla hayat buldu. Kayseri’deki refah, diğer beyliklerin dikkatini çekti. Karamanoğulları ve Dulkadiroğulları, şehir için mücadele etti. 1398'de Osmanlı Devleti, Kayseri’yi fethetti ve şehir, yeni bir döneme girdi. Osmanlıların gelişiyle birlikte Kayseri, bir ticaret merkezi haline geldi.
Cumhuriyet döneminde, Kayseri, sanayileşmenin öncüsü oldu. Cumhuriyet’in ilk uçak fabrikası burada kuruldu, demiryolları şehre hayat getirdi. Kayseri, yalnızca bir şehir değil, aynı zamanda bir yaşam alanı oldu. Ekonomik, kültürel ve sosyal alanda hızla gelişti. Günümüzde Kayseri, geçmişin izlerini taşıyan bir şehir olarak her adımda tarih fısıldamaya devam ediyor.
PEKİ, KAYSERİ İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Kanisti, Kayseri'nin bilinen en eski adı. Bu isim, Asurlular dönemine dayanıyor. Daha sonrasında 'Mazaka' olarak değiştirildi. Mazaka adının, Kapadokyalıların atası olan Mechus ya da Mosoch'tan geldiği söyleniyor. Başka bir görüş ise bu ismin Grek kültüründen etkilendiği yönünde ayrıca bazıları Mazaka isminin Frig dilinde Zeus'u ifade eden Mazcus'tan türediğini öne sürüyor. Bu ismin Frig dilinden gelmiş olması etimolojik olarak en çok kabul gören görüş olarak öne çıkıyor. Bulunan en eski paralar üzerinde bu isme rastlanması, bu görüşü destekliyor.
Kayseri bir dönem 'Eusebeia' (Evsebela) olarak anıldı ve bu isimle 1’inci Kapadokya Krallığı'nın başkenti oldu. Roma İmparatorluğu döneminde, İmparator Tibetius şehri yeniden inşa etti ve Augustus’un onuruna Lâtince 'imparator şehri' anlamına gelen 'Caesarea' adını verdi. Bu isim zamanla 'Kaysera' olarak değişti ve bu ad 17. yüzyılda yaygınlaşmaya başladı. Türklerin şehri fethetmesiyle 'Kayseri' ismi kullanılmaya başlandı. Bu dönemde, Anadolu'da aynı isimde başka şehirler bulunduğu için Kayseri'yi diğerlerinden ayırmak amacıyla 'Erciyes’in kenarındaki Kaisareia' veya 'Kapadokya'nın başkenti Kaisareia' gibi ifadeler kullanıldı. 'Kaisareia' adı 'Kayseri' şeklinde okunarak günümüze ulaştı.
