Kehanetler

Kehanetler

Geçtiğimiz günlerde Katolik dünyasının ruhani lideri, Papa Francis’in ölüm haberi geldi. Bu haber, yalnızca dini ya da politik anlamda değil, aynı zamanda tarih boyunca süregelen kehanet geleneğini yeniden gündeme taşıdı. Özellikle de Nostradamus’un gizemli dörtlükleri ve Aziz Malaki’nin Papa’ya dair kehaneti, bir kez daha insanlara şüphe tohumlarını ekti.

Tarih boyunca insanlar, belirsizlik karşısında çaresiz hissettiklerinde, yönlerini bulmak için kehanetlere sığındılar. Bir yıkımın, salgının, savaşın veya büyük bir liderin ölümünün ardından gözler hep ‘önceden söylenmiş’ bir şeyler aramaya çevrildi. Kahinler, bilge kişiler ya da din adamları, toplumsal korkulara bir isim, bir şekil, bir açıklama getirmek için sahneye çıktı. Nostradamus da işte bu boşluğu dolduran figürlerden biri oldu.

1503-1566 yılları arasında yaşamış bu Fransız doktor, astrolog, simyacı ve şair; tarihin en çok konuşulan kahinlerinden biri haline geldi. Yazdığı dörtlükler; Fransız İhtilali’nden Hitler’e, 11 Eylül saldırılarından Covid-19 pandemisine kadar sayısız olaya bağlandı. Bu kehanetlerin ortak noktası ise hep aynıydı; belirsizlik, kaos ve yıkım. Bu yüzden ne zaman büyük bir olay yaşansa Nostradamus’un adı yeniden gündeme gelir oldu.

Papa güçlü bir semboldür. Onun ölümü, sadece dini bir liderin kaybı değil; aynı zamanda bir dönemin kapanışı olarak görülür. Bu da ister istemez insanları yeniden kehanetlere yönlendiriyor. Nostradamus’un Papa’ya dair kehanetleri elbette var ama her zamanki gibi yorumlamaya çok açık ve netlikten uzak. Yine de Vatikan’ın işi zor görünüyor. Çünkü bu kehanetlerde hep bir çözülme, hep bir felaket havası seziliyor.

Ama “Bize ne Vatikan’dan” diyorsanız, olay burada bitmiyor. Papa’nın ölümü başka bir kehaneti daha gündeme getirdi. Bu kez merkezde Vatikan değil, İstanbul var. Evet, doğru duydunuz; İstanbul depremi ile birlikte Malaki Kehaneti konuşulmaya başlandı.

Aziz Malaki, 12. yüzyılda yaşamış bir din adamı. Rivayete göre Roma’ya yaptığı bir ziyaret sırasında ilahi bir şeyler oluyor ve o zamandan kıyamete kadar görev yapacak olan 112 papa hakkında sembolik ifadelerle dolu bir liste kaleme alıyor. Bu listeye göre, 112. Papa kıyamet öncesi son papa olacak. Ve onun ardından ‘yedi tepeli şehir yıkılacak.’

İşte mesele tam burada ilginçleşiyor. Çünkü “yedi tepe” ifadesi çoğunlukla Roma’yı sembolize etse de, İstanbul da yedi tepe üzerine kurulu antik bir şehir. Dolayısıyla Malaki’nin “yedi tepeli şehrin yıkılışı” ifadesi İstanbul’daki olası büyük bir depreme bağlanmaya başlandı. Sallantıdan sonra insanlar tedirgin ve haliyle korkuyorlar, tam da kehanetlik ortamlar. Herkes kendi korkusunu, endişesini o belirsiz satırlara yüklemeye başladı. Ortada çok büyük kıyamet senaryoları dönüyor ve artık insan kendi kıyametini kendi yazmaya başladı. Mevcut durumlara bakarak öngörülerde bulunmak için kahin olmaya gerek yok.

Kehanetler insan dünyasının bir yansımasıdır. Sadece insanlığın geçmiş korkularını, gelecek kaygılarına yansıtıyor. Ama yine de Papa'nın ölümüyle aynı gün İstanbul’da büyük bir deprem olsaydı... Kim bilir, bugün bu yazı nasıl sonlanırdı?