Kaleiçi'nin taş sokaklarında, zamanın hüznü ve tarih kokan eski bir cami gizli. Bu caminin kökleri, tarihin derinliklerine, M.S. 2. yüzyıla kadar uzanır. O dönemde, bu yerde bir Roma tapınağı yükselmişti, tanrıların lütfunu çekmek için inşa edilmişti. Ancak Bizans İmparatorluğu'nun hüküm sürdüğü zamanlarda, tapınağın taşlarına Meryem Ana'ya adanan bir kiliseye dönüşmek için bir şans verildi.

Zamanla, M.S. 7. yüzyılın gölgesi altında, Arap akınları bu kutsal mekânı tahrip etti. Ancak bu eski yapı yeniden doğdu, bu kez Selçukluların egemenliği altında. Fetih bayrağı altında camiye dönüştürüldü ve yüksek minaresi, zaferin gururunu taşıdı.

OSMANLI İMPARATORLUĞUNA UZANAN YOL

Şehzade Korkut Camii’nin hikayesi, 1361 yılında Kıbrıs Kralı'nın Antalya'yı işgal ettiği bir dönemde, bu caminin bir kez daha kilise olarak kullanılmasıyla bir dönüm noktasına ulaştı. Bu mekân, geçmişin hayaletlerini taşıyordu. Duvarları ise geçmişteki duaların ve inançların yankılarını içinde barındırıyordu.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde, II. Yıldırım Bayezid'in oğlu Şehzade Korkut tarafından bir kez daha camiye dönüştürüldü. Bu eser, sadece bir cami değil, aynı zamanda yörenin tek şehzade camisi olarak öne çıkıyor. Burada dualar yükselirken, geçmişin izleri bu kutsal mekânın taş duvarlarında hâlâ hissediliyordu. Bu cami, zamanın dönüşümlerini ve tarihini yücelten bir anıttı, Kaleiçi'nin taş sokaklarında bir hazine gibi saklı.

KESİK MİNARE

Yüzyıllar boyunca ibadete açık olan bu eski cami, 1896 yılında korkunç bir yangınla karşı karşıya kaldı ve alevlerin acımasızlığına dayanamadı. Bu felaket, tarihi yapının büyük zarar görmesine neden oldu ve artık insanlar için kullanılamaz hale gelmişti. Ancak, yangında en büyük kayıp, minaresinin ahşap olan zarif külahının yok olmasıydı. Bu trajedi sonucunda, camiye artık "Kesik Minare" denilmeye başlandı.

YILLAR SONRA İLK NAMAZ

2017 yılında, bu tarihi caminin tekrar ibadete açılması için umut verici çalışmalar başladı. 126 yıl sonra tekrar cemaati ağırlamak için girişilen bu çaba, caminin kayıp ihtişamını yeniden canlandırmak amacıyla büyük bir azimle sürdürüldü. 2019 yılında, bu özel yapının sembolü olan minareye, uzun zamandır beklenen bir güzellik kazandırıldı. Minareye ahşap bir külah eklenmesi, tarihi kimliğini geri kazanmasının bir işaretiydi. Bu külah, caminin yeniden eski görkemine kavuştuğunun bir göstergesi olarak parladı. Restorasyon süreci, tarihi izleri dikkatle koruyarak tamamlandı. Bu cami, 10 Ocak 2022 tarihinde kılınan ilk namazla birlikte, 126 yıl aradan sonra tekrar ibadete açıldı. Haber/Erendiz ÖZKURT

Editör: Uğur Keskin