Alanya'nın kalbinin doğusunda, ılık esintilerin dokunuşuyla uyanan bir cennet köşesi: Dim Çayı. Toros Dağları'nın kucakladığı bu çay, doğumundan itibaren 60 kilometrelik bir yolculuğa çıkıyor. Serpintisi boyunca, Alanya'nın turizminin keyfini çıkarmak için özellikle yaz aylarında başlamak üzere sabırsızlanıyor. Dim Çayı, serinliğiyle adeta bir yaz cenneti, kışın ise sıcak bir sığınak...

DOĞANIN KALBİNDE RAFTİNG HEYECANI

Dim Çayı'nın başlangıcında yer alan 5,5 kilometrelik bir parkur, macera arayanlar için raftingin kapılarını aralıyor. Suların çağlayan ritmi, doğanın kalbinde atarken, rafting tutkunlarına unutulmaz anlar yaşatıyor. Heyecan verici bu aktivitenin ardından, çayın son kısımlarındaki yol boyunca sıralanan piknik alanları ve zengin menülü restoranlar, doğal güzelliklerle iç içe bir mola sunuyor.

AKTİVİTELERLE DOLU BİR GÜN

Çayın berrak sularında yüzerek serinlemenin yanı sıra, balık tutma keyfi de burada yaşanıyor. Bölgede düzenlenen safari ve bisiklet turları, maceraperestler için başka bir seçenek sunuyor. Doğa yürüyüşleri ise Toros Dağları'nın eteklerindeki gizli güzellikleri keşfetmek isteyenleri bekliyor. Vadinin eşsiz manzaraları ise fotoğraf karelerini süslemek için her zaman hazır.

DİM MAĞARASI

Dim Çayı'nın doğu yamacında, doğanın derinliklerine doğru uzanan bir serüven sizi bekliyor. Dim Mağarası, Türkiye'nin ziyarete açılan ikinci büyük mağarası olarak göz dolduruyor. Mağaranın içinde uzanan sarkıt, dikit ve traverten oluşumları, doğanın zamana meydan okuyan sanatını sergiliyor. Mağaranın sonunda, gizemle örtülü bir göl, ziyaretçilere doğanın eşsiz sırlarını keşfetme fırsatı sunuyor.

Dim Çayı ve etrafındaki doğal zenginlikler, adeta bir masal diyarının kapılarını aralıyor. Torosların gizemli güzellikleriyle bezeli bu coğrafya, her ziyaretçisine unutulmaz anılar ve huzur dolu anlar vaat ediyor. Haber/Erendiz ÖZKURT