Artan enflasyon ve düşen alım gücü herkesi etkilemeye devam ediyor. Hayat pahalılığın artışının yanı sıra özellikle sabit gelirli çalışanların maaşlarındaki artışın enflasyon oranı altında kalması vatandaşları ekonomik anlamda da psikolojik anlamda da oldukça zorluyor. Zorlanan vatandaş, gıdadan, kiradan veya faturalardan kısamayınca doğal olarak ilk olarak eğlencesinden kısmak zorunda kalıyor.
Vatandaşların eğlence harcamalarından kısmalarına rağmen yıl başında eğlence mekanları doluydu. Konu ile alakalı konuşan ATSO Meclis Eski Üyesi ve İşletmeci Şeyhmus Kökerer toplumda, harcamalarından kısmak zorunda olan vatandaşların oranının yüzde 90 olduğunu söyleyerek, “Gelir olarak ‘üst kesim’ ya da ‘kaymak tabaka’ dediklerimiz nüfusun yüzde 10’una tekabül ediyor. Antalya gibi 3 milyonluk bu şehirde 300 bin kişi de mekânlara gidebiliyor. Bu da mekanların dolmasını sağlıyor” dedi.
YÜZDE 10 YETERLİ OLUYOR
Ekspres’e özel açıklamalarda bulunan Şeyhmus Kökerer, “Benim de işletmem var ancak ben akşam 7.30 gibi kapattım. Duyduklarıma göre, barlar, eğlence mekanları, gece kulüpleri doluymuş. Bu gayet makul. Çünkü, bu ülkede gelir adaletsizliği had safhaya çıktı. Nüfusun yüzde 85-90’u zar zor geçinirken yüzde 10-15’lik bir kıskım hala çok rahat para harcayabiliyor. Yani bu ülkeden yaklaşık yüzde 10 çok rahat yaşıyor. Antalya gibi büyük bir şehir ilçeleri ile yaklaşık 3 milyonun üzerinde nüfusa sahip bu nüfusun yüzde 10’u 300 bin eder. Eğlence mekânlarına 300 bin kişinin gelmesi de bu yerlerin dolup taşması için yeterli bir kalabalık oluşturur” dedi.
ORTA KESİM EĞLENMİYOR
‘Onlar için ekonomik zorluklar yaşam biçiminde çok fark oluşturmaz’ diyen Şeyhmus Kökerer, “Artık pek de kalmayan eskilerin orta direkt dediği ortalama gelir düzeyine sahip insanlar artık eğlence mekânlarına gidemiyor. Maaşlı çalışanların bahşiş olarak 20 lira verdiği yerde bir başkası gelip bin lira bahşiş bırakabiliyor. Dolayısıyla artık sabit gelir ile geçinmeye çalışanlar eğlence mekanlarına gidip canlarının istediklerini yapamıyorlar. Eskiden orta gelirliler de eğlenir, yüksek gelirliler de eğlenirdi. Ama artık geldiğimiz ekonomik düzende böyle bir şey mümkün değil” diye konuştu.
AİLE ÜYELERİ ÇALIŞMAZSA AYAKTA KALAMAZLAR
Ortalama gelir düzeyine sahip kişilerin eğlence mekânlarından mecburen uzaklaşmasının esnaf ve istihdam açısından büyük problemler ortaya çıkardığını söyleyen Kökerer, “Orta halliler mekanlara gidemeyince, o kişilere hitap eden işletmeler de çöktü. Benim de o seviyeye hitap eden bir işletmem var. Maalesef bir çalışanımın tazminatını verip yeni yılda işten çıkarak zorunda kaldım. Başka çarem yoktu. Ortalama gelire sahip kişiler mekanlara gidemeyince koca bir sektör ve esnaf grubu iflasın eşiğinde bekliyor. Ayakta kalanların ya dükkanları kira değildir ya da çalışanları aile üyeleridir. Başka türlü bu ekonomik düzende ayakta kalmak mümkün değil” ifadelerini kullandı.
DERT YANMAK DEĞİL ÇÖZÜM BULMAK GEREKİYOR
‘Bu dediklerim bilinen şeyler ama maalesef söylemek yetmiyor’ diyen Şeyhmus Kökerer, “Pazarlarda tezgahlardan kalan artıkları toplayanları görüyoruz, geçinemediği için hayatına son verenleri görüyoruz. Bizim halimiz ortada. Bunlar zaten bilinen şeyler. Önemli olan konu, dert yanmak değil, çözüm bulmak. Yıllardır bu düzen böyle devam ediyor. Artık bir çözüm bulunmalı. Yoksa bilinen şeyleri dile getirmekten başka bir şey yapmıyoruz. Bunun da bir işe yaradığını görmedik. Göremeyeceğiz de. Umudum yok ama inşallah yeni sene de düzelmeler olur” ifadeleri ile sözlerini sonlandırdı.