​Kin ve nefret tohumları…

Ne zamandan beri böyle kin, nefret ve öfkeyle yüklendik?
Böyle bir toplumda büyüyen çocuklarımızı bütün bu kötülüklerden koruyacağız?
İşten çıkıp eve ulaşınca içiniz kaldırıyorsa haber izleyebiliyormusunuz?
Bu sorular hep soruluyor.
Okula gönderdiğimiz evlatlarımız, abilerimiz ablalarımız anamız babamız eve sağ döner mi endişesi ile yaşıyor yaşatıyoruz.
TV dizileri hep vurdu kırdı…
Evlendirme programlarında bile kavga gürültü.
Bir tek Adnan Hoca’nın Tv’sinde hayat güzel ve toz pembe.
Kedicikleriyle mutlu mesut adam.
Benim en son numara Sıla 2 yaşını bitirdi. O bile TV izlerken ki izlememesi gerekiyormuş, garip hareketler yapıyordu. Bu hareketlerden huylanıp Çocuk gelişimi uzmanına götürdüm. Doktor çok efendi ve ilgili birisiydi. Sıla’ya televizyonu ve tableti yasakladı. Sıla’ya yasak olunca bize de yasak oluyor haliyle.
Şimdi rahatım, radyo dinliyorum.
Çok da keyifli oluyor.
Tavsiye ederim …
Gırgır şamata.
E tabi yılların alışkanlığı birden atılamıyor. Minik kız uyuyunca açıyorum TV’yi. Mafya dizileri yine her kanalda. Kehribar, Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz, say say bitmez.
“Surviver’e bakayım” diyorsun, orada da gönüllüler Semih’i parçalayacak, ünlüler Tuğba Özay ve Yılmaz Morgül’ü
Anlayacağınız vahşet ateşini kendimiz körüklüyoruz.
Bütün suç bizde aslında biz kötü yetiştiriyoruz çocuklarımızı. Onlar da tv programlarından dizilerinden aldıklarını sokağa taşıyor.
En iyisi seyretmemek seyrettirmemek.