ANTALYA Kiracılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, son yıllarda giderek büyüyen konut ve barınma sorununa karşı geçtiğimiz günlerde Ankara’ya giderek siyasilerle görüştü. Bu görüşmeler sonucunda yaşadıklarını anlatan ve umduklarını bulamadıklarını belirten Antalya Kiracılar Yardımlaşma ve Dayanışma Dernek Başkanı Cengiz, Attalos Heykeli’nde yaptıkları basın açıklamasıyla siyasilerin konuya duyarsız kaldıkları ifade ederek, eleştirdikleri basın açıklaması gerileştirdi.

Foto (5)-43

SORUN ÇÖZÜLMEZ SERBEST PİYASA DEDİLER
Antalya Kiracılar Yardımlaşma ve Dayanışma Dernek Başkanı Cengiz, “Bizler burada, Türkiye genelindeki 24 milyon kiracı ve dar gelirli vatandaşın haklarını savunmak için toplandık. Bildiğiniz üzere, geçtiğimiz günlerde Ankara’ya, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gittik ve siyasi partileri ziyaret ederek birkaç görüşme gerçekleştirdik. Bu görüşmelerde gördüğümüz ilgi ve alakayı sizlere aktararak hem sizin hem de kamuoyunun kimlerin halk için mücadele ettiğini bilmesini istiyorum. Öncelikle Sayın Feridun Bahşi ile kısa ve samimi bir görüşme gerçekleştirdik. Kendisiyle fikir alışverişinde bulunduk ve bize ‘Bu sorun yasa ile çözülür’ dedi. Vatan Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek ile görüştük, kendisiyle canlı yayına katılıp sorunlarımızı anlattık. O da konunun ancak yasa ile çözülebileceğini belirtti ve bizlere hazırlamış oldukları dosyaları teslim etti. Biz de kendi dosyalarımızı ve çözüm önerilerimizi sunduk. Demokrat Parti Genel Merkezi’ni ziyaret ederek dosyalarımızı bıraktık ve bu konuda destek vereceklerinin sözünü aldık. Gelelim TBMM’ye, burada, özellikle vurgulamak istiyorum, milletin seçtiği vekillerle görüştük. Saadet Partisi Milletvekili Sayın Şerafettin Kılıç ile bir araya geldik, dosyamızı kendisine teslim ettik ve ilgileneceğini söyledi. Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Sayın Cemal Enginyurt ile görüştük, bize ‘Kanun ve yasa önerisi getirin’ dedi. Yakın zamanda önerimizi kendisine sunacağız. CHP Milletvekili Sayın Mustafa Erdem ile görüştük, dosyamızı ilettik ve kendisi bize oldukça yardımcı oldu. Yine CHP Milletvekili Sayın Cavit Arı ile görüşerek dosyamızı sunduk. İYİ Parti Milletvekili Sayın Koray Aydın’a da dosyamızı ilettik. Son olarak bizlere desteğini esirgemeyen, sesimiz olacağını belirten ve Meclis’te öneri sunacağını söyleyen Sayın Aykut Kaya ile görüştük ve dosyamızı kendisine teslim ettik. ‘AKP vekilleriyle neden görüşmediniz?’ diye sorabilirsiniz. Evet, görüştük, ancak yalnızca bir AKP milletvekiliyle, o da son dakikada, çok kısa bir vakitte, AK Parti Milletvekili Sayın Tuğba Vural Hanım ile bir görüşme gerçekleştirdik. Kendisine teklif sundum, fakat kendisi sürekli yerinden kalkıp oturdu. Sorunumuzun çözülemeyeceğini, serbest piyasa koşullarının geçerli olduğunu söyledi ve çözüm olarak TOKİ’nin konut yapacağını vurguladı. Buradan dar gelirli vatandaşlara sesleniyorum: Hanginizin TOKİ’den bir dairesi var? Ama yine de bir AKP milletvekiliyle görüşmek bile bir başarı. Söylenecek çok şey var ama susma hakkımı kullanıyorum. Türkiye siyasetinin ne kadar yozlaştığını, çürüdüğünü ve köhnediğini bizzat görmüş durumdayız. Buradan tüm siyasi partilere sesleniyorum: Ranta ve çıkara yönelmeyin! Halkı yalnızca seçimden seçime hatırlıyorsunuz. Emeklinin, işçinin, köylünün, esnafın, kadınların, çocukların, gençlerin ve memurların açıkça ortada olan barınma sorununu görmezden gelmeyin. Milletin değil, sizlere talimat verenlerin vekili olmaktan vazgeçin. Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği için Türk siyasi partilerinin yeniden dizayn edilmesi zorunludur. Temiz, dürüst, ilkeli, çıkarsız, liyakat sahibi ve idealist bir siyaset anlayışının tesis edilmesini talep ediyoruz” diye konuştu.

Foto (1)-272

BU HALK NEDEN MEYDANLARA İNMEK ZORUNDA KALIYOR?
Antalya Kiracılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkan Yardımcısı Seda Kul, “Bildiğiniz üzere, yaklaşık üç yıldır barınamıyor, geçinemiyor ve gelecek neslimizin hayata dair umutlarını yitirdiğini dile getirerek mücadele ediyoruz. Bu zamana kadar platform olarak sürdürdüğümüz mücadelemize artık dernek çatısı altında devam ediyoruz. Geçtiğimiz hafta, sorunlarımızın çözüm önerilerini tartışmak ve atılması gereken adımları konuşmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeydik. Orada kimlerle görüşebildik, kimler bize kulak verdi, kimler bizimle ilgilendi genel olarak duruma değinmek istiyorum. Ülkemizde, özellikle Antalya başta olmak üzere, tüm illerde ev kiraları asgari ücretin üzerinde seyrediyor. Genel tabloya baktığımızda herkes bir şekilde mağdur durumda; kimi zaman ev sahipleri, çoğu zaman ise kiracılar. Asgari ücretle çalışan bir işçi, çocuğunun beslenme çantasına bir şey koyamazken, koysa da ev kirasını ve faturalarını ödeyemiyor. Buna rağmen, hâlâ "Geçiniyoruz, abartıyorlar" diyenler var. Onlara da şu soruyu sormak istiyorum: Sosyal hayatın olmadığı, çocuğunuzun isteklerini karşılayamadığınız, karnını doyuramadığınız bir durumda "geçiniyor olmanın" gerçekten bir anlamı var mı? Malum, önümüz Ramazan ayı. Ancak Ramazan gelmeden bile insanları bir stres sarmış durumda, çünkü ceplerinde ya da mutfaklarında bir lokma yiyecek alacak paraları yok. İktidar ise bu durumu görmek istemiyor. Çözüm olarak, asgari ücretliye ve emekliye fitre verilmesi konuşuluyor. Güzelim ülkemizde insanlar geçinmek için fitre beklemek zorunda mı? Çalışıp çabalayıp birilerinin fitre vermesini mi bekleyeceğiz? Neden biz, Türk halkı olarak, her zaman ezilen taraf oluyoruz? İnsanlar ömürlerini verip çalışıyor, emekli oluyor, ama bir emekli olarak hiçbir yere sığamıyorlar. Buna mı şükredeceğiz? Soruyorum sizlere: Dört duvar arasında, 20 bin lira bandında olan ev kiralarını ödemek için daha ne yapacağız? Her gün birileri sokağa atılıyor, her gün birileri soğukta donarak hayatını kaybediyor. Sahip çıkılan yabancılar kadar kendi halkımızın da kıymeti yok mu? Okullarda birçok çocuk aç karnına dolaşıyor, sabah evinden kahvaltı yapamadan okula giden binlerce çocuk var. Buna "dur" diyecek bir yönetim yok mu? Halkın mağduriyetini gören kimse yok mu? Neden herkes kulaklarını kapatıyor? Anne babalar, çocukları bir şey isteyecek diye eve gitmek istemiyor. O babaların çaresizliğini göremiyor musunuz? İnsanlar artık ailelerinden uzaklaşıyor, boşanmalar artıyor, toplumun yapısı bozuluyor ama kimse ses çıkarmıyor. Şimdi biz bunları söylediğimiz için, gerçekleri dile getirdiğimiz için suçlu mu oluyoruz? Neden halk, hakkını ararken korkuyla meydanlara çıkıyor? Barınmak, yaşamak bizim anayasal hakkımız değil mi? Neden yetkililer, bu haklarımızı bizden esirgiyor ve bir çözüm üretmiyor? Halkın memnun olduğunu iddia ediyorlar. Ancak biz, bu ülkenin tek sorununun barınma olmadığını; geçim sıkıntısının da giderek arttığını tekrar tekrar dile getiriyoruz. Merkez Bankası da aynı şeyi söylüyor ve Bakan Mehmet Şimşek'e yazdığı açık mektupta, enflasyonun başlıca sebebinin barınma ve kira enflasyonu olduğunu belirtiyor. Kiralar düzene girmediği sürece hiçbir sorunun çözülemeyeceğini vurguluyorlar. Biz de buradan tekrar sesleniyoruz: Biz, Türk halkı olarak, anayasal hakkımız olan barınma, beslenme ve sağlık hizmetlerinin, yaşam seviyemizi refaha erdirecek şekilde sağlanmasını talep ediyoruz. Bizlerin sorunlarının çözümü, sizlerin Meclis’te çıkaracağınız yasalara bağlı. Halkınızın refahını sağlamak sizin görevinizdir ve bizler, bu görevinizi yerine getirmenizi bekliyoruz” dedi.

Foto (3)-140

Kaynak: ANTALYA EKSPRES GAZETESİ