Kızımın hatırlattıkları


On dakika önce elinde oyuncak ayısıyla merdivenlerden inen küçük kız bir Kızılderili bilgesi edası ve keskinliğiyle uyarmıştı beni
İkimizde bakakaldık….
….
Yakınından birisini uyarmaya çalıştığında böyle buğulu bakıyor insanın gözlerine.
Sonra minik bir gülümseme atıyor yüreğinize dokunan.
Kendi küçük lafı büyük. Başımı sallayıp öteliyorum böyle zamanlarda tartışmaları . Biliyorum ki daha onun düşüncelerini incitmediler o da kimseye zarar verecek kadar büyümedi.
Tartışmak için çok erken, kaldı ki haklı…
…..
Annesinin iki yana ördüğü saçlarının ucuna renkli boncuklar takmış. Üzerinde anneannesinin ördüğü bir hırka var. Ebemkuşağı gibi, püskülleri yanlarından sarkan.
Onu bu haliyle bir Kızılderili çadırının önünde hayal ediyorum hep.
Belki de bir soyaçekim
Rahmetli babaannesinin böyle bir fotoğrafı var belleğimde.
Renkleri çok uyuşmasa da aynı düşünen.
….
Onun bir Kızılderili gibi savaşçı ruhunun yanında bilge halleri vardı.
Belki de kırkında kocasız kaldığında çocuklarını bu ilkeleriyle tutundurttu hayata.
….
Bize ait olmayan hiçbir şeyi sahiplenmemizi istemezdi. Doğaya saygılı büyüttü. Konuşulan çiçekler, hayvanlar.
Başkalarının hakkında kötü konuşmamız yasaktı. Affedici olmayı o öğretti. Olumlu düşünmeyi, kötü düşüncelerin aklın , bedenin ve ruhun hastalanmasına yol açacağını. Başkalarının kalbini kırmamayı bir gün böyle acılar yaşayabileceğimizi, çocukları sevmeyi,her zaman gerçekten yana olmayı. Dürüstlüğü.
Sağlımıza özen göstermemizi, kim olacağımız ve ne yapacağımızla ilgili bilinçli kararlar vermemiz gerektiğini , sorumluluk almamızı ,
Başkalarının inançlarına saygılı olduk hep.
Irk, din, mezhep ayırt ettirmedi.
Önce kendinize adil olun derdi.
‘Eğer kendini besleyemesen başkasını asla….’
Hoşgörülü olmak, iyiliği paylaşmak vazgeçilmez ilkelerdi.
….
Belki de bugün bizi başkalarından ayıran yukarıdaki ilkelerin yanı sıra düşünceli ve saygılı almamızdı.
Ve Öykü bu sözüyle atamızın bize öğrettiklerini bir kez daha gözden geçirmemiz gerektiğini hatırlattı.(Değişmeyen yazılar)