Bir zamanlar, Antalya'nın sıcağında, Korkuteli ilçesinin kuytusunda, Korkuteli Çayı bir öyküye sahne oldu. O dönemde, sulama, taşkın kontrolü ve insanların susuzluğunu giderme amacıyla, insanoğlunun elleriyle şekillenen bir destan yazıldı bu topraklarda.
KORKUTELİ BARAJI'NIN DOĞUŞU
1968-1976 yılları arasında, Korkuteli Barajı'nın inşasıyla birlikte, toprakların derinliklerinde saklı rüyalar hayat buldu. Barajın yükselen duvarları, Korkuteli Çayı'nın özgür akan sularına sınırlar çizdi. Temelden yükselen 70 metrelik devasa gövdesi, sulama ve içme suyu ihtiyaçlarına hizmet etmek üzere bu toprakların kalbinde yeşerdi.
SULAMA VE TARIMIN BİRLİKTELİĞİ
Korkuteli Barajı'nın sularıyla dans eden topraklar, yaklaşık 6 bin hektarlık bir sulama alanına hayat verdi. Her damla, tarlalara umut ve bereket götürdü. Toprak, susuzluktan yorgun düşmüşken barajın sularıyla dirildi. İlçe genelinde kar ve yağmurun şenlikleri, barajın kucakladığı sulama alanlarında yankı buldu.
Doğanın özgür ritminde, mevsimlerin dansı devam etti. Karlar eridiğinde, sulama suyu barajın seviyesini yükseltti. Baraj, doğanın döngüsünde bir halka gibi, yaşamın devamını sağladı.
BARAJIN SULARINDA YAŞAM
Barajın gölgesinde, avlanma yasağının hüküm sürdüğü gölette, alabalıkların bir hikayesi vardı. Sular, onlara tanıklık etti. Alabalık yetiştiriciliği, gölette bir balık öyküsünün doğmasına öncülük etti. Suyun içindeki yaşam, sadece insanların değil doğanın da bir parçasıydı.
EKONOMİK DOKUNUŞ
Korkuteli Barajı ve göleti, tarımı olduğu kadar ekonomiyi de besledi. Sulu tarımın gücüyle, Antalya'nın topraklarından yeşeren ürünler, bölgenin ekonomik kalkınmasına katkı sağladı. Her damla, bir ekonomik mucizenin filizlenmesine vesile oldu.
Ve böylece, Korkuteli Barajı'nın sularıyla yazılmış bir hikaye, toprakların, suyun ve insanın kucaklaşmasıyla bu bereketli topraklarda sonsuz bir döngüye dönüştü.