YEREL GÜNDEM

Korkut'un ili Korkuteli

Antik Pisitya'nın esrarengiz kucaklamasında doğan Korkuteli, zamanın dokusunu taşıyan bir ilçe. Tarih boyunca birçok medeniyetin kucakladığı bu topraklar, Etiler'den başlayarak Roma İmparatorluğu'nun gölgesinde şekillendi. Selçuklu'nun ihtişamı ve Osmanlı'nın hükümdarlığı Korkuteli'nin hikayesini yazdı

Gökyüzü, tarihin derinliklerine doğru uzanan bir zaman yolculuğuna tanıklık ederken, Antalya’nın şirin ilçesi Korkuteli bütün ihtişamıyla duruyor. Etiler zamanında, Pisitya Cumhuriyeti'nin gölgesinde, bu topraklar İsinda adındaki bir kasaba ile büyüyordu. Alaaddin Kışla Mahallesi’nde günümüze uzanan İsinda kasabasının kalıntıları, Pisidyalılar zamanında kurulan bu şehrin izlerini taşıyordu. Pisidya, Eti İmparatorluğu'na bağlı, bağımsız iç işlere sahip bir devletti. Korkuteli, bu dönemde diğer küçük devletlerle komşu, tarih sahnesinde adını duyuran bir kasaba olarak varlığını sürdürüyordu.

ROMA BİZANS DEVRİ

Zaman akıp, Roma İmparatorluğu'nun doğu ve batı olarak ikiye ayrıldığı bir döneme gelindi. Korkuteli, Roma'nın etkisi altında şekillenirken, Alaaddin Kışla semtindeki eski Roma Mabedi ve Keşiş Evi gibi eserlerle geçmişini hatırlıyordu.

SELÇUKLULAR DÖNEMİ

Gıyaseddin Keyhüsrev'in liderliğinde Selçuklu hükümdarı Korkuteli'yi Bizanslılardan alarak tarih sahnesine adım attı. Alaaddin Keykubat döneminde Akdeniz kıyıları Türk hâkimiyeti altına girerken, Korkuteli'nin Alaaddin Mahallesi adını alması bu büyük liderin anısını yaşatıyordu. Selçuklu döneminden günümüze kalan Sultan Alaaddin Camii, su tünelleri, hamamlar, türbeler ve diğer eserler, bu büyük medeniyetin izlerini taşıyordu.

HAMİTOĞULLARI ve TEKE BEYLİKLERİ

Hamitoğulları ve Teke Beyliği'nin gölgesinde Korkuteli, Isparta'da hükümet kuran Hamitoğulları tarafından yönetiliyordu. 1321’de Yunus Bey'in liderliğinde Antalya'nın alınmasıyla Teke Beyliği'nin kuruluşu, Korkuteli'nin tarihine damgasını vurdu.

OSMANLI’NIN İHTİŞAMI ALTINDA

Osmanlı İmparatorluğu'nun hâkimiyeti altında, Korkuteli'nin Osmanlı beyleri ve şehzadeleriyle geçen bir dönem başladı. Antalya'nın Yıldırım Beyazıt tarafından alınması, Osmanlı İmparatorluğu'nun kudretini bu topraklara taşıdı. Ancak iç mücadelelerin gölgesinde, Korkuteli'nin tarihi acı ve hüzünle harmanlanmıştı. Yavuz Sultan Selim döneminde Antalya sancak beyi olan Şehzade Korkut, kardeşi tarafından öldürülmekten korkarak bir mağaraya saklanmış fakat kardeşi tarafından boğularak öldürülmüştür. Şehzade Korkut'un bu karanlık hikayesi, bir mağarada yaşanan ihanetle yazılmıştı.

1915 yılında, Antalya Mutasarrıflığı'nın himayesine giren ilçenin kaderi değişti. Bu dönemdeki büyük bir değişimle, ilçe merkezinin adı Istanoz olarak değişti. Ancak tarih bu topraklara yeni bir isim armağan edecektir. Vilayet Meclisinin özenle alınmış kararıyla, Şehzade Korkut'un anısına bir selam durulur ve ilçenin adı Korkuteli olarak tescillendi.

Göğün altında bir zamanlar Pisitya Cumhuriyeti'nin gururuyla parlayan Korkuteli, tarih boyunca birçok medeniyetin izini taşıdı. Günümüzde, bu topraklar geçmişin yankılarını taşıyan harabeleri ve tarih kokan sokaklarıyla hâlâ büyülüyor. Korkuteli'nin her bir taşı, geçmişin anılarını anlatan birer şahit gibi duruyor, izlerini günümüze kadar taşıyarak tarihine tanıklık ediyor.