ANTALYA Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'in haberine göre, Eğitim-Sen Antalya Şubesi, Köy Enstitülerinin kuruluşunun 85. yılı dolayısıyla Bülent Ecevit Kültür Salonu’nda özel bir etkinlik düzenledi. Etkinlik kapsamında, yapımcılığını ve yönetmenliğini Taşkın Çağatay Yamen’in üstlendiği ve 12 yıllık bir çalışmayla tamamlanan “Son Enstitülüler” belgeselinin gösterimi yapıldı. Gösterimin ardından izleyicilerle bir söyleşi gerçekleştirilirken Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk de katılarak günün anlam ve önemine dair bir konuşma yaptı. Köy Enstitüleri, 85 yıl önce yoksul Anadolu çocuklarını hem eğitmek hem de üretimle iç içe bir aydınlanma sürecine dahil etmek amacıyla kurulurken bugün hâlâ eğitim alanında etkileri hissedilen ve yalnızca öğretmen değil; sanatçı, sağlıkçı ve ziraatçı da yetiştirerek halkın yaşamını dönüştürdü.
Eğitim-Sen, bu mirasa sahip çıkmaya devam ederken konuya dair açıklamalarda bulunan Şube Başkanı Kadir Öztürk, “Türkiye’nin ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişiminde önemli ve belirleyici rolü olan ve 17 Nisan 1940 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un önderliğinde kurulan Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 85. yılını kutluyoruz. Kurulduğu dönemde ülkenin içinde bulunduğu bütün imkânsızlıklara rağmen ülkemizin en önemli aydınlanma ışığı olmayı başaran Köy Enstitüleri’nin zengin pratiği, aradan geçen 85 yıla rağmen hatırlanmayı hak ediyor. Köy Enstitüleri eğitimde bir devrimin adıdır. Resmi olarak kapatılmasının üzerinden 85 yıl geçtiği halde bugün hala onu konuşuyoruz. Bu da gösteriyor ki ülke aydınlanmasında çok büyük bir görev üstlenmiş bir kurumdu. Önemi neydi neden kaynaklanıyordu? Cumhuriyetin ilk yılları ve halkın büyük çoğunluğu köylerde, taşrada yaşıyor. Halk eğitimsiz, okuma yazma bilmiyor. Bunun yanında üretim tarıma dayalı ve tarıma dayalı olmasına rağmen tarımı da hayvancılığı da bilimsel yöntemlerle gerçekleştiremiyor. Hurafeler, akıl ve bilim dışı ne varsa ülke hayatında. Doğal olarak halkın aydınlatılması gerekiyor. Kim yapacak bunu? İşte bu sorunun yanıtı olarak doğuyor köy enstitüleri ve eğitimle üretim iç içe geçirilerek yöre çocukları kendi bölgesindeki köy enstitülerinde eğitiliyor. Bu eğitim süreci sonrası da içinden çıktığı yoksul halkı eğitmeye, değiştirmeye başlıyor” dedi. Öztürk sözlerine, “Değişim hep ileri olmaz. İleriye doğru olan değişimler ise egemenleri korkutur. Egemenler, gelişen köy enstitüleri fikri ve uygulamasından korkuyor. Eşraf, esnafın bir bölümü, cemaat ve tarikatlar, işbirlikçisi siyasiler o günkü komünizm korkusuyla köy enstitülerini özdeşleştirip saldırıya geçiyorlar. Halk örgütsüz, halk bilinçsiz. Halk, karşı çıkmaktan uzak. Böyle bir ortamdan yararlanan egemenler son noktayı koyup halkın okullarını kapatıyorlar. Köy enstitüleri yalnız eğitim ve öğretmen kurumu değil aynı zamanda bir sanat kurumudur. Köy enstitüleri sadece öğretmen değil sanatkâr da sağlıkçı da ziraatçı da yetiştiriyor. Bugün bir köy enstitüsü yaratılamaz evet ama aynı mantıkla eğitim-öğretim süreçleri kurgulanabilir. Öğretmen Meslek Kanunu, Maarif Yüzyılı Modeli, Proje Okulları katliamı; eğitimin laik, bilimsel ve kamusal yanının yok edilmesi... Bugün eğitim kurumları cemaat ve tarikatlara bırakılmış, AKP iktidarın nasıl bir nesil istediğine indirgenmiş durumda. Eğitim Sen olarak 85. yılını kutladığımız Köy Enstitüleri’nin ilerici, demokrat ve aydınlanmacı geleneğine sahip çıkıyor, Köy Enstitüleri’nde olduğu gibi, toplumcu eğitim felsefesinin, aklın, bilimin, laikliğin ve demokratik öğrenme ve öğretme ortamlarının eğitim sistemimizde egemen olması için mücadelemizi sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz” ifadelerine yer verdi.
Köy Enstitüleri Belgeseli ilgi gördü
Köy Enstitülerinin kuruluşunun 85. yılı kapsamında Antalya’da belgesel gösterimi ve söyleşi düzenlendi. ‘Son Enstitülüler’ belgeselinin yönetmeni Taşkın Çağatay Yamen’in katıldığı etkinlikte, eğitimde aydınlanmacı geleneğin önemi vurgulandı
Kaynak: ANTALYA EKSPRES GAZETESİ
Yorumlar