Türk toplumuna siyasal, sosyal ve ekonomik alanlarda yaşatılan krizler saymak ve yazmakla bitmez. Liderlerin çekişmelerinden kaynaklanan biri ekonomik diğeri siyasi iki büyük kriz yaşayan Türkiye bugün belini doğrultamıyor.
Hatırlayanlar olacaktır;
Bu krizlerden biri meşhur 5 Nisan kararlarıdır.
1994 tarihinde Tansu Çiller başkanlığındaki DYP-SHP hükümeti, faiz oranlarını düşürmek amacıyla piyasaya yüksek miktarda para sürdü. Ancak yüksek likidite, faizi düşürmek yerine, dövize hücuma neden oldu.
Hükümet, döviz satarak talebi düşüreceğini, paranın borsaya yönleneceğini söylüyordu. Ancak 52 milyon dolarlık hacmi olan borsa para çekmekte yetersiz kaldı. Bankalar yüksek kur ayarlaması olacağını beklentisiyle hareket edince piyasaya sürülen döviz, fiyatı düşürmedi aksine arttırdı. Dolar, birkaç ay içinde 8 bin liradan 42 bin liraya fırladı, 38 bin lirada tutundu. Döviz rezervleri 7 milyar dolar iken Nisan 1994’te 3 milyar dolara düştü.
5 Nisan 1994’te hükümet, “enflasyonu hızla düşürmek, TL’de istikrar sağlamak” amacıyla 5 Nisan kararlarını açıkladı.
Dengeleri düzeltmeden faiz oranlarını düşürme çabası, faizde çok daha yüksek artışla sonuçlandı. Dövize olan talebi kesmek ve kısa dönemli kamu borçlarını ödeyebilmek için hükümet mayıs ayında yüzde 400 faizli borçlanma kâğıtlarını piyasaya sürdü.
Kararların bedelini çalışanlar ödedi. Ücretler düşürüldü, enflasyon üç basamaklı oldu.
Memur maaşları donduruldu. Ekonomik krizi durduracağı söylenen paket tam uygulanamadı. Hükümet 8 ay sonra 24 Aralık 1995’te erken seçime gitmek zorunda kaldı.
Ekonomik kriz hükümet düşürdü.
***
İkinci ekonomik kriz siyasi;
10’uncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’e Anayasa kitapçığını neden fırlattığını! (uzattığını) yıllar sonra bir dost sohbetinde şöyle anlatıyordu:
‘Gerilim Fazilet Partisi’ne (Kapatılan Refah Partisi yerine) açılan kapatma davası ile başladı. Ecevit iki kez gelip Fazilet’in kapatılmaması için arkadaşlarım olan AYM üyelerine telkinde bulunmamı istedi. Yıllarca AYM’de görev yaptığım için kırıldım ve reddettim. Bu durum sürerken 19 Şubat 2001’de MGK’de o olay yaşandı. Asıl neden Ecevit’in o isteğiydi’
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Devlet Denetleme Kurulu Başkanı olmasına karşın, denetimin kendisinde olması gerektiğini ifade eden Ecevit’e ‘Denetimin de denetimi olur’ demesi üzerine iplerin koptuğunu iddia edenler olsa da, olayın birebir yaşayanı 10’uncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in açıklaması ile olaya nokta konulmuştur.
Bu siyasi krizin sonuçları da ekonomiyi çökertti.
Enflasyon yüzde 89’a çıktı.
Borsada fiyatlar dibe vurdu.
Repo faizleri tavan yaptı.
Kredi faizleri uçtu.
İşsizlik fırladı.
Esnaf ayaklandı.
Bankalar Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredildi.
Sonuç;
Türk halkı tarihin en büyük krizlerinden birini daha yaşadı.
Siyasi kriz hükümet düşürdü.
***
Sözüm bugünkü iktidara.
Son seçimde toplum size büyük bir ders verdi.
Bunu iyi okuyun.
Halkın derdi yoksulluk.
Enflasyonu düşürür, halkın alım gücünü yükseltir, işsizliği bitirir, esnafı mutlu mesut ederseniz devam edersiniz.
Yoksa!