​Küçük görünen büyük problemler


Bir hafta daha beraberlikle kapatıldı.
Aslında ilk 3 hafta oynanan futbol ve istatistikler incelendiğinde bu bir puan Antalyaspor cephesi için sevindirici bir gelişme olarak değerlendirilebilirdi. Ancak Galatasaray’ın geçtiğimiz haftalara nazaran sahada daha kötü bir oyun sergilemesi, istediklerini yeşil zemine yansıtamaması ve Antalyaspor’un verdiği karşılık düşünüldüğünde elden kaçan 3 puan oldu.
Ayağa pas yapan, rakibine önde basan ve adeta rakibini kendi silahıyla vurmaya çalışan bir Antalyaspor vardı Pazar akşamı sahada. Bu iradeyi maçın büyük bölümünde gösterdiler. Ancak bu sonucun ortaya çıkmasında etkin olan birkaç etmen daha vardı maç günü.
Sıcak hava ve üzerinde futbol dışında her şeyin oynanabileceği bir saha zemini…
Antalya’ya yakışmıyor. Henüz 2 yıllık bir stada bu durum yakışmıyor. Hatırlıyorum; İlk resmi müsabakada da böyle bir zemin karşılamıştı bizi. Futbolcu topa dokunduğunda, meşin yuvarlaktan önce havalanan çim gidiyordu hedefe. Aynı durum devam ediyor. Koca 2 yılda değişen hiçbir şey yok. Ara dönemde futbol kulüplerini ağırlayan şehrimizin güzide otellerinin sahaları bile daha bakımlı ve oynamaya daha müsait.
Söylediklerimiz Antalyaspor için, kulübün daha iyi noktalara gelebilmesi için. Her futbolcu gibi Antalyasporlu futbolcular da daha iyi zeminde hünerlerini sergilemek ister. Dünya yıldızlarına kırmızı beyazlı formayı giydirmek ne kadar büyük bir yönetim başarısıysa bu yıldızlara bu zeminde top oynatmak da bir o kadar başarısızlık örneğidir.
Başkan Ali Şafak Öztürk Galatasaray maçı sonunda verdiği demeçte sahanın yeterince güneş alamamasından yakındı. Yılın dörtte üçünü güneşli geçiren bir şehirde saha zeminin güneş alamadığından dert yakınılması komik bir durum. Eğer bu durum gerçekten Öztürk’ün anlattığı gibiyse stadı çizen mimarı, mühendisi bulup protokol tribününde ağırlamak lazım!
Ve bir konu daha…
Deplasman tribünün hali de Antalyaspor’a yakışmıyor. Sarı kırmızılı taraftarların itirazlarını haklı buluyorum. Evet, deplasman taraftarının sahaya yabancı madde atmasını engellemek için, evsahibi takım taraftarıyla tabiri caizse dalaşmaması için bulundukları bölümün fileyle ya da ona benzer bir şeyle kapatılması normaldir. Taraftar profillerimiz incelendiğinde bunun yapılması da zorunluluktur. Ancak Antalyaspor’un stadında bu durum biraz abartılmış gibi.
Sinek küçük ama mide bulandırır derler ya o misal bu saymış olduğumuz saha ve tribün konuları da çok büyütülmeyecek, önemsenmeyecek gibi dursa da baş ağrıtacak cinsten. Yıldız isimlere takımının formasını giydirmek kadar önemli olan bu problemlerin en kısa zaman da çözülmesi dileğiyle…