KÜRTAJ OLAN İDEALLER


Dünyada öyle zamanlar yaşıyoruz ki, adeta yanan mumlar tek tek söndürülüyor. Yeni nesillere hedeflerinin peşinden gitmelerinin, insanı ve insanlığı ön planda tutan yaşam misyonunu ideal edinmelerinin miras bırakılmaya çalışıldığı süreçte bir de bakıyorsunuz her şey değişmiş. Nasıl mı? Sende yaşamından vazgeç şeklinde…
Alimden çok alim olan insan topluluklarının bugün ve gelecekte toplumda açtığı yaralar kapatılabilecek türden değil. Çünkü geleceğin en büyük dinamiti ehil olmayan kişilerin yaptıklarıdır. Kraldan çok kralcı olmak birçok özgür ve hür vicdanlara gem vurmaktan, vebal almaktan başka ne sağlar?
Sistemin ifade ettiği, anlamsızlıkların anlam kazandığı dünyada diyorlar ki; sen ya ideallerinden, ya da senden vazgeçeceksin. Başka bir ifade ile yaşarken nasıl diri diri toprağa gömülür insan, bunun uygulaması yapılmakta. Senin için en iyi reçete ideallerini kürtaj yapman, aksi halde sıra sende denilerek sistemin dışına itilen nice masumlar, nice gelecekler…
Çalışıp üretmek konusunda yarışmak yerine engel olma yolunda gösterilen çabalar hangi vicdanlarda yeşerip hayat bulacak? Ya da zulmün yeşerdiği sarp kayalıklara nasıl vicdan denilecek? Dünyada yaşananların aksine toplum olarak yegane gayemiz topyekun çalışarak hızlı kalkınmayı sağlamanın formülleri üzerine kafa yormamız gerekmektedir. Aksi halde bir arpa boyu yol alamayız, iğneyle kuyu kazmaktan başka bir iş yapmış olamayız.
Güzel ülkemizin kaderi bu olmasa gerek, bütün millet tek yürek geleceğe emin adımlarla yürümek varken neden bu atalet kara bulut gibi üzerimizden hiç çekilmiyor? İnsanlar üretmek yerine daha çok tüketmeyi tercih ediyor? Az da olsa elde edilen kazançlar dış ülkelerin gemisine kürek çekmeye yarıyor?
Çünkü öyle bir dünya düzeni kurulmuş ki, hiç farkına varmadan sabun misali elimizden kayıp giden bir hayat var. Dış dünyanın esiri olmuş, tüketimin boyunduruğuna girmiş bir haldeyiz. Cep telefonundan başımızı kaldırmadığımız için okyanusta yolculuk yapan icatçı ülkeler bizim sayemizde daha hızlı yol alıyor. Onların küreğini farkında olmadan biz çekiyoruz, tabiri caizse onlara hamallık yapmaya devam ediyoruz.
Peki neyin gölgesinde bunları yapıyoruz, modernleştiğimizi, ilerlediğimizi düşünerek. Onların yaptığı cep telefonunu kullanmak değil, biz kendi yaptığımız icatları kullandığımız ve ihraç ettiğimiz sürece biz olabiliriz. Bu kapsamda son yıllarda yaşanan yerli üretim artışları geleceğimize en büyük ışık olacaktır, bu üretimleri desteklemeli, daha fazla üretim istemeliyiz. Millet olarak bu düşünceye sahip olmalı, hiç durmadan, yılmadan gece gündüz üretmeli, zamansız kürtajlar yerine idealleri, fikirleri yüceltmeliyiz.