Kutsal canavarlar!

İnsanoğlu yüzyıllardır tanrıya dönüştüreceği varlıklara ihtiyaç duyar. Bunun örneklerini uzak ve yakın tarihimizde bolca gördük. Bu varlık politikacı da olur, asker de. Film yıldızı, dolandırıcı ve sporcu da olur. Hatta aziz ve amansız haydut da olabilir. İnsan denilen varlığın o tanrıyı çok sevdiğinden değildir bu ihtiyaç; Korku, güce dayanma, güçlüden yana olma.

Popülerliğin sunaklarına oturtulan ve adeta tapılan bu kişiler Fransızların deyimi ile aslında yeryüzü için birer 'Kutsal Canavar'dır. İnsanlığı felakete, milyonlarca insanı ölüme götüren kutsal canavarlardır. Oysa tanrı, insanoğluna düşünsün diye akıl, harekete geçsin diye el, yürüsün diye ayak vermiş, iyi karar verip uygulamaya koysun diye beyin!

Nobel ödüllü yazar Elias B.Canetti'nin iki önemli yapıtı bulunuyor.

Biri 'Körleşme', diğeri de 'Kitle ve İktidar'.

Canetti, Nazi faşizminin ayak sesleriniKörleşme adlı romanla duyurur.

Kitle ve İktidar'da ise bir 'iktidar' simgesi olan Hitler'e bağnazlık derecesinde itaat eden kitlenin iktidarla birlikte birbirlerini nasıl çoğalttıklarını sosyolojik yönden inceler, irdeler.

İnsanlar arasında 'emir' ve 'itaat' ilişkisinin nasıl biçimlenerek saldırganlık mekanizmalarına dönüştüğünü bu kitapta görürsünüz. Sonucunda emredilen kişide bir itaat saplantısı oluşur. Düşünme, yargılama ve karar verme güdüleri yok olur...

Canetti'Düşünmek ısrar etmektir' diyerek Kitle ve İktidar'ı kaleme aldığı 30 yıl boyunca bu çalışmasını gölgeleyecek kapsamda başka eser vermedi. Çok sayıda araştırmaya ve her yıl Viyana'da düzenlenen bir sempozyuma konu olan bu kitaptan sonra insan doğasının kitle ve iktidarla ilişkisini bu denli kuşatan başka bir kitap da yayımlanmadı.

'Düşünmek ısrar etmektir' diyen EliasCanetti'yeNazım Hikmet'in 'Anlamak' dörtlüğü ile seslenelim:

'Annelerin ninnilerinden spikerin okuduğu habere kadar,
Yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı,
Anlamak sevgilim, o müthiş bir bahtiyarlıktır,
Anlamak gideni ve gelmekte olanı.'

Anlamak için önce düşünmek gerekiyor, düşünmek için de ısrar etmek.

Aristoteles'e sormuşlar: 'Lider için, adalet mi daha önemli, cesaret mi?'
Aristoteles, fazla düşünmeden cevaplamış: 'Adaletin olduğu yerde, cesarete gerek kalmaz.'

AVUKATLIK ONURU

Bu bir eleştiri değil, bir tespit!

Fransa'da 1800'lü yıllarda yaşamış, yoksulluk içinde ölmüş Avukat Berryer'e genç meslektaşları sormuş;

'Üstat, elinize o kadar çok fırsat geçmiş ve önünüze o kadar çok altın dökmüşler ki, hiçbirini almamışsınız, neden?'

Avukat Berryer, mesleğin onuru ile ilgili çok güzel bir cevap vermiş;

'Almak için eğilmem lazımdı. Bir türlü eğilemedim!'