Meteoroloji 2024 yılının erken iklim değerlendirmesini paylaştı. Ocak-Ağustos dönemi 8 aylık verilerde Türkiye’de toplamda 900 ekstrem olay yaşandı.
Bu verilerin başında sıcaklık geliyor. Sekiz aylık sıcaklık ortalaması 16.8 °C olarak paylaşıldı. Bu sonuç da 2024'ü 1971’den bu yana gerçekleşen en sıcak yıl haline getirdi.
2024'ün ilk sekiz ayında en fazla zarar veren olaylar, %36 ile şiddetli yağış ve sel, %22 ile dolu, %19 ile fırtına, %8 ile yıldırım düşmesi, %6 ile kar, %3 ile heyelan, %2 ile hortum ve %2 ile don oldu. Çığ, orman yangını, sis, kum fırtınası gibi ekstrem olayların toplamda payı %1 veya daha az oranda. Bunlar meteorolojinin direkt paylaştığı veriler.
Bu yılın ilk aylarında Antalya’da gerçekleşen sel felaketi artı Ağustos ayında İzmir’de gerçekleşen orman yangını da ekstrem olayların başını çekiyor. Bu sonuçlar da gösteriyor ki iklim krizi şiddetini her geçen gün arttırıyor.
Bu sene yaz boyunca havayı ve gökyüzünü gözlemlemiş biri olarak söyleyebilirim ki Antalya’da da değişik bir hava hakimdi. Yüksek nem, toz taşınımı tamam da hava hiç net değildi. Bulanık bir hava vardı hatta bir ara gözlerimin eskisi gibi netlemediğini düşündüğüm bile oldu. Geceleri gökyüzündeki aşırı hareketlilik de tuhaftı. Neyse bilimkurguya bağlamayacağım ama siz yine de akşamları sahile inip gökyüzünü bir izleyin. Ya da ben bir göz doktoruna görüneyim.
Bu sabah da değişik bir haberle güne uyandım. Kastamonu’nun Cide ilçesinde ‘kuzey ışıkları’ görülmüş. Hatta yanlış hatırlamıyorsam geçen sene de Kasım ayında Türkiye’nin belirli bölgelerinde kuzey ışıkları görülmüştü.
Kuzey ışıkları, Dünya'nın manyetik alanıyla Güneş'ten gelen yüklü parçacıkların etkileşime girmesi sonucu ortaya çıkan doğal bir ışık gösterisi olarak tanımlanıyor. Bu olay, özellikle Dünya'nın manyetik kutuplarına yakın bölgelerde; kuzey ve güney kutup bölgelerinde gözlemleniyor. Kuzey Işıkları'nın ardındaki bilimsel gerçekler aslında son derece ilginç. Güneş, sürekli olarak yüklü parçacıklar, yani plazma salar. Bu parçacıklar, Dünya'nın manyetik alanına yaklaştığında atmosferdeki gazlarla etkileşime girer ve ışık oluşur. Renkleri ise gazlar belirler. Örneğin; oksijen ile etkileşimde genellikle yeşil ve kırmızı ışıklar oluşurken azot ile etkileşimde ise mavi ve mor tonlar görülebilir.
Her yıl belirli dönemlerde insanlar kilometrelerce yol kat ederek Norveç, İzlanda, Kanada'nın kuzeyi, Alaska ve Finlandiya gibi bölgelere bu eşsiz gösteriyi izlemeye gidiyor. İsmini de gerçekleştiği bölgeden alıyor ama şartlar değişiyor çünkü güneş aktiviteleri yoğunlaşıyor ve kuzey ışıklarının görüldüğü ülkeler artıyor. Özellikle güneş bilimcileri 2025’ten sonra bu ışıkların daha fazla görüneceğine dair açıklamalar yaptı. Bence bu da ekstrem bir olay. Şu an çok masum görünüyor “hey hey kuzey ışıklarını görmek artık hayal değil” diyoruz ama bu ‘ama’ beni rahatsız ediyor.
Normal olmayan düzenin dışında gerçekleşen olaylar bir yandan hayranlık uyandırırken bir yandan da korku ve belirsizliği de yanında getiriyor. Sonuçta doğa yaşamımızın bir parçası. Değişen her bir faktör anında insanı etkiliyor. İnsan bu doğadaki değişikliklere karşı önlemini almazsa bu değişiklikler insan ırkının sonunu getirebilir.