Uzun süren hazırlıkların ardından, şimdi LGS'ye son günler kala adaylar, sınav sürecini en verimli şekilde değerlendirmeye odaklanmaları gerekmektedir. Ancak, bu süreçte sınav kaygısının kontrol altına alınması büyük önem taşıyor. Çünkü kaygı, eğer yönetilemezse sınav performansını olumsuz etkileyebilir ve emeklerin tam olarak karşılık bulamamasına yol açabilir. Özellikle bazı adaylar ve aileler için kaygı düzeyinin giderek arttığı bu dönemde, Antalya Yaşam Hastanesi Uzm. Psikolog Anıl Yıldız, öğrencilere ve ebeveynlere önemli tavsiyelerde bulundu.

LGS KAYGISI ÖĞRENCİLERİ ZORLUYOR
LGS’nin öğrencilerde en çok kaygı yaratan durumlardan biri olduğunu söyleyen Uzm. Psikolog Anıl Yıldız, “Çocuklar, kendi beklentileri, ailenin beklentileri ve çevrenin bakışları arasında sıkışıp kalabiliyorlar. Bu durum, kaygı ve stres seviyelerini ciddi şekilde artırabiliyor. Özellikle, 'Başarısız olursam ne olur?' düşüncesi, öğrencilerde en büyük stres kaynağını oluşturuyor. Kaygı, sadece zihinsel değil, aynı zamanda fiziksel belirtilerle de kendini gösterebilir. Bu belirtiler arasında uyku sorunları, mide ağrıları ve baş ağrıları sıkça görülebilir. Ayrıca, çocuklar ‘Yapamayacağım’ ya da ‘Yetiştiremeyeceğim’ gibi olumsuz düşüncelerle özgüven kaybı yaşayabilirler ve bu da onların genel motivasyonlarını olumsuz etkiler” diye konuştu.

426D155D F3Fb 4758 85Db Fdd60E7D64Fb-4

‘SINAV STRESİ SOSYAL İZOLASYONU ARTIRIYOR’
Sınavın yaklaşmasıyla birlikte öğrencilerin motivasyonlarının artabileceğini belirten Yıldız, “Ancak bazı öğrenciler uzun süreli ders çalışmanın etkisiyle bir bıkkınlık hissine kapılabiliyorlar. Sosyal aktivitelerden uzak kalmak ve arkadaşlarıyla daha az vakit geçirmek, bu durumu daha da pekiştirebilir. Sosyal izolasyon, duygusal dengesizliklere yol açabilir ve çocuklar daha sinirli, içine kapanık ya da tahammülsüz hale gelebilirler. Bu durum, sadece sınav başarısını değil, aynı zamanda öğrencinin genel ruh halini de olumsuz etkileyebilir. Çocuklar, bu süreçte sosyal desteğe daha fazla ihtiyaç duyuyorlar” dedi.

‘AİLE DESTEĞİ SINAV KAYGISINI AZALTABİLİR’
Ailelerin sınav sürecindeki tutumunun büyük bir etkiye sahip olduğuna dikkat çeken Yıldız şu ifadelere yer verdi; “Ailelerin, çocuklarına baskıcı olmadan destekleyici bir tutum sergilemesi çok önemli. Çocuklar, sürekli olarak 'Çalış, çalış, çalış' şeklinde baskı hissettiklerinde, duygusal olarak tükenebilirler ve ders çalışmaya karşı isteksizlik geliştirebilirler. Bunun yerine, ‘Senin yanında olduğumuzu biliyorsun, elinden gelenin en iyisini yapman bizim için yeterli’ gibi destekleyici cümleler söylemek, çocukların kaygılarını azaltabilir ve daha sağlıklı bir şekilde çalışmalarına yardımcı olabilir. Ayrıca, ‘Arkadaşın bu kadar çalışıyor, sen niye bu kadar az çalışıyorsun?’ gibi kıyaslamalar yapılmamalıdır. Çünkü kıyaslama yapmak, çocukların kendilerini yetersiz hissetmelerine ve daha fazla kaygı duymalarına neden olabilir.”

6299C397E4Bfdc2A6Cdb80Eb

HUZURLU BİR EV ORTAMI ŞART!
Sınav sürecinde evde huzurlu bir atmosferin sağlanması gerektiğini belirten Yıldız, “Sınav dönemi, stresli bir süreçtir ve evdeki ortamın da bu sürece uygun olması gerekir. Ebeveynlerin, evdeki gerginlikten ve tartışmalardan kaçınması, çocukların kendilerini güvende hissetmeleri için oldukça önemlidir. Çocuklar, duygusal olarak rahatlayabilmek için evde huzurlu bir ortam ararlar. Bu nedenle, evde sakin ve huzurlu bir atmosfer yaratmak, sınav kaygısının azalmasına yardımcı olabilir. Ailelerin, 'Bu kadar stres yapacak ne var?' gibi cümleler yerine, ‘Nasıl hissediyorsun? Ne düşünüyorsun?’ gibi sorular sorarak çocuklarının duygularını anlamaya çalışmaları, onların kendilerini ifade etmelerini sağlar ve kaygılarını hafifletebilir” dedi.

SINAV, HAYATIN SONU DEĞİLDİR
Medyanın sınavı, hayatın sonu gibi gösteren etkilerine karşı aileleri uyaran Yıldız, “Medya, sınavı genellikle hayatın en önemli anıymış gibi sunuyor. Ailelerin bu yaklaşımı benimsememesi gerekiyor. Çünkü sınav, öğrencinin hayatındaki sadece bir basamaktır, hayatın sonu değildir. Ailelerin çocuklarına, ‘Bu sadece bir araç, sadece bir basamaktır. Ne olursa olsun yanındayız, birlikteyiz’ mesajını vermeleri çok önemlidir. Bu şekilde, çocuklar kendilerini yalnız hissetmezler ve kaygıları bir nebze de olsa azalır” ifadelerini kullandı.

Muhabir: AYŞE OKAN SARICA/ÖZEL HABER