ANTALYA'NIN dünyaca ünlü doğa yürüyüş parkuru olan Likya Yolu, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Antalya Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'in haberine göre dünyaca ünlü parkurun bulunduğu bölgede yapılaşma her geçen gün artıyor. Parkur üzerinde işletme sayısının giderek artması dikkat çekerken, motosiklet tutkunlarının tarihi yürüyüş yolu üzerinde motosiklet ile antrenman yapması da yolun zarar görmesine neden oluyor. Her yıl binlerce turistin doğa yürüyüşü için kullandığı Likya Yolu’nda ayrıca tabelaların kimliği belirsiz kişiler tarafından zarar tahrip edilmesi dikkat çekiyor.

TARİHİ YOL YOK OLACAK
Gazetemizde çıkan haberlerin ardından doğaseverler harekete geçti. Tarihi parkurun yok olmasını istemeyen doğaseverler Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın acilen harekete geçerek Likya yolu parkurunu korumaya alması ve gerekli düzenlemeleri yapmasını istiyor. Her yıl binlerce turiste Likya Yolu’nda rehberlik eden Profesyonel Turist ve Yürüyüş Rehberi Serkan Pehlivan, “Tahribatların boyutu öylesine korkunç bir hale geldi ki, bu şekilde devam etmesi durumda önümüzdeki 5 yıl içinde artık Likya Yolu diye bir şey kalmayacak” dedi.
REHBER SERKAN PEHLİVAN (1)-1

BÜTÜNCÜL BİR YAKLAŞIM GEREKİYOR
Antalya Rehberler Odası Başkanı Mustafa Yalçın Yalçınkaya, Likya Yolu’ndaki yapılaşma ve bozulmalar için bütüncül bir yaklaşımın önemine vurgu yaparak, bu tarihi ve doğa yürüyüş turizmi için yapılan ticarileştirme ve belli rotalardaki asfaltlama faaliyetlerinin yolu tehlikeye attığını belirtti. Başkan Yalçınkaya, “Likya Yolu’nun sadece yürüyüş rotası değil aynı zamanda yol üzerindeki ağaçlardan, hayvanlara, bitki örtüsünden çevreye kadar her şeyin bu yolun ayrılmaz bir parçasıdır. Bölgenin doğal zenginliklerinin korunması için sadece yolun fiziksel yapısına değil, çevresine ve ekosistemine de dikkat edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Antalya Rehberler Odası Başkanı Mustafa Yalçın Yalçınkaya

KARAR VERMEMİZ GEREKİYOR
Ticarileştirme faaliyetlerinin yol üzerindeki yerel halkın yerine, doğa bilincinden uzak, sadece para odaklı insanlar tarafından işgal edilmesinin endişe verici olduğunu belirten Başkan Yalçınkaya, “Doğal güzellikleri ve tarihi değerleri ile Likya Yolu’nun sadece ticari kazanç için değil, koruma ve sürdürülebilir turizm için kullanılması gerekmektedir. Belli rotalardaki asfaltlama işlemleri ve seracılık faaliyetleri de rotanın doğal yapısına aykırıdır” dedi. Yetkililerin ve halkın bir karar vermesi gerektiğini de değinen ve Likya Yolu’nun korunup korunmayacağına dair bir adım atılması gerektiğini ifade eden Yalçınkaya, eğer koruma altına alınmazsa, bu eşsiz rotanın değerlerini yitireceği ve ticari faaliyetlerin kurbanı olabileceği uyarısında bulundu.

YAPILAŞMA ARTINCA ROTAMIZI DEĞİŞTİRDİK
Her geçen gün parkur sayısında azalma meydana geldiğini söyleyen Demavend Travel Seyahat Acentesi Genel Müdürü Bekir Dönmez, “Patara, Kaş, Faralya taraflarında son yıllarda yapılaşma sayısında inanılmaz bir artış meydana geldi. Bu nedenle önümüzdeki eylül ayındaki yürüyüş turumuzun rotasını değiştirmek zorunda kaldık. Saydıklarım yerlerde artan betonlaşma turistlerin de tepkisini çekiyor. Doğa yürüyüşü gelen bu kişileri betonların arasında yürütmenin hiçbir anlamı yok. Bizde, bu nedenle rotalarda değişikliğe giderek belli bölgeleri yürütmeden pas geçmek zorunda kalıyoruz. Yıllardır nitelikli turist çekmek isteyen ülkemiz insanları adeta elleriyle itiyor. Parkur sayımız her geçen gün azalıyor. Böyle bir şey olamaz” diyerek duruma tepki gösterdi.

genel müdür bekir dönmez

SON DAKİKA VERİLEN KARARLAR MAĞDUR EDİYOR
Likya Yolu’nu yürümek isteyen turistlerin 1 yıl önceden rezervasyon yaptığına dikkat çeken Dönmez, “Bu rotayı yürümek isteyen doğasever ve yürüyüşçüler 1 yıl önceden rezervasyonları yaptırıyor. İlgili kamu kurumları belli gerekçelerle ansızın ve haber vermeksizin bir gece de verdikleri kararlarla orman ve yürüyüş parkurlarına girişi yasaklayabiliyor. Biz bunu gelen turistlere anlatamıyoruz. Bu yolu yürümek isteyenler çadırlarda konaklama yapmıyor. Ateş yakıp mangal yapmıyor. Plastik ve benzeri çöp atıklarını bölgeye bırakmıyor. Aksine bilinç düzeyi son derece yüksek ve doğasever insanlar. Fakat bazı bilinçsiz insanlar nedeniyle çıkarılan yangın ve kirletmeler nedeniyle alınan yasak kararlarının herkesi kapsayacak şekilde uygulanması hem turizm hem de ülke imajına son derece zarar vermektedir. İlgili kurumlar bu durumu bildirip anlatmamıza rağmen netice alamıyoruz. Tam bir ‘kurunun yanında, yaşta yanıyor’ olayıdır. 1 yıl öncesinden rezervasyon yapan ve bu anı bekleyipplan yapan turiste bunu nasıl anlatacağız? Anlatamıyoruz da” şeklinde konuştu.

BOZULMANIN ÖRNEĞİ GELİDONYA FENERİ
Likya yolu üzerindeki bozulmaların çok sayı da sebebi olduğunu belirten Profesyonel Turist ve Yürüyüş Rehberi Volkan Aslı, “Rota üstünde bulunan mermer ocakları bunların başında geliyor. Ayrıca belli bölgelerdeki günübirlikçi dediğimiz yerli ve yabancı turistlerin oluşturduğu yoğunluk nedeniyle oluşan çöp atıkları. Bunun en güzel örneği Gelidonya Feneri’ni verebiliriz. Eşsiz manzarası ve fenerin tarihi nedeniyle buraya ilgi çok fazla oluyor. Bu iyi bir şey ama doğa bilinci eksik olunca bu bir felakete dönüşüyor. Gelidonya Feneri’ne çıkan kişiler yanlarında getirdikleri yiyecek ve içecek atıklarını buraya atması ve fenerin konumu nedeniyle de rüzgârında etkisiyle bu atıklar çevreye yayılıyor. Bu yolda aynı zamanda Likya Yolu’nun en önemli güzergâhları arasında yer alıyor. Çöpler arasında yürümenin yanı sıra son derece dar ve dik olan bu yürüyüş rotası motorlu crosscuların da işgaline uğramış durumda. Özellikle yaz aylarında yürüyüşçüler, zaman zaman bu motorculara da yol vermek zorunda dahi kalıyorlar. Şehirden kaçıp doğayla baş başa olmak isteseniz bile bir şekilde çöp ve motorlu araçlardan kaçamıyorsunuz. Bu sorunların çözümü için doğa bilinci ve çevre koruma eğitimlerinin artırılması gerekiyor. Aynı zamanda, yetkililerin bu bölgelerde denetimleri sıklaştırarak çevre koruma önlemlerini daha etkin hale getirmesi de ayrıca bir önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı.

Profesyonel Turist ve Yürüyüş Rehberi Volkan Aslı (2)

CAMİNO DE SANTİAGO’YA EN İYİ ALTERNATİF
Avrupa’nın en uzun yürüyüş rotası olan Camino De Santiago yolunun ülkemizdeki en iyi alternatifinin, Likya Yolu olduğunu ifade eden Profesyonel Turist ve Yürüyüş Rehberi Volkan Aslı, “Camino De Santiago yolunu yürüyüp ardından Likya Yolu’nu da tamamlayan turistlerin açık ara tercihi Likya Yolu oluyor. Bu tercihin en büyük sebepleri ise: Camino De Santiago’nun aşırı kalabalık olması, şehir içlerinden geçmesi ve yapılaşmalardan etkilenmesi, ayrıca yollarda görülen çöplerin fazlalığı. Oysa Likya Yolu, insan yapılaşmalarından uzak, doğal güzelliklerle dolu ve korunmuş alanlarda geçiyor. Fakat son yıllardaki benzer olaylar Likya Yolu’nda da görülmeye başlanması bu rotaya olan ilgiyi de azalttığını söyleyebilirim. Bu rotanın doğal yapısını kaybetmemesi için daha fazla çaba gösterilmesi gerekiyor. Bu farklılığın kaybedilmesi durumunda, gelen ziyaretçi sayısı da buna paralel olarak daha da düşüş göstereceği kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor” diye konuştu.

'LİKYA YOLU TEHDİT ALTINDA' haberi için tıklayınız

'LİKYA YOLU'NDA YAPILAŞMA VAR' haberi için tıklayınız

Kaynak: ANTALYA EKSPRES GAZETESİ