Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri, 12 Eylül Darbesi’nin 44. yılında Muratpaşa’da bulunan Attalos Heykeli önünde bir eylem gerçekleştirdi. Eylemde darbenin yıkıcı sonuçlarına katlanıldığını ve bu sonuçların etkilerinin hala devam ettiğine vurgu yapıldı. 

Eylemde konuşan Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri Üyesi ve Emeğin Partisi (EMEP) İl Örgütü Yönetim Kurulu Üyesi Mahir Doğan, “ 1980’li yıllarda toplumsal hareketlerin kapitalizme karşı mücadeleyi yükseltmesi karşısında emperyalistler ve uluslararası sermaye yerli işbirlikçi sağcı, faşizan yönetimleri desteklemiş, gerektiğinde askeri darbeleri teşvik etmiş ve arkasında durmuşlardır. Bu yıllar kapitalizmin yapısal krizlerinden birini yaşadığı ve krizi aşmak için neo liberal politikaları devreye soktuğu,  emeğe ve kazanılmış haklara saldırının fitilini ateşlediği yıllardır. Darbe biçimsel olarak sona erse de ve darbeden sonra çok sayıda seçim yapılsa da Türkiye 44 yıldır 12 Eylül darbesi ile inşa edilen baskıcı siyasal ve iktisadi rejimin içinde yaşamaya devam ediyor. Temel hak ve özgürlükler söz konusu olduğunda 12 Eylül faşist cunta anayasasının dahi rafa kaldırıldığı, bir “anayasasızlık” döneminden geçmekteyiz. Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmıyor, halkın oylarıyla seçilmiş vekiller cezaevlerine atılıyor, halkın seçtiği belediye başkanları tutuklanıp yerine kayyumlar atanıyor. Darbecilerin uyguladığı emek karşıtı neoliberal ekonomik politikalar daha da derinleştirilerek uygulanıyor, darbecilerin kurduğu otoriter emek rejimi ve güdümlü sendikal düzen, ifade ve örgütlenme özgürlüğü üzerindeki yasaklar ile birlikte devam ediyor” dedi.

FAŞİZAN ANLAYIŞ SÜRÜYOR

Mahir Doğan, “Darbe sırasında on binlerce kişi tutuklanmış, idam edilmiş, işkencelerden geçirilmiş, fişlenmiş, sendikal hak ve özgürlükler askıya alınmış, muhalif sendikalar kapatılırken devlet güdümlü sendikaların önü açılmıştır. Generaller sermayenin sözcüleriyle el ele kol kola faşizan baskılarla toplumu nefessiz bırakırken bir yandan da Ortadoğu krallık rejimlerinin de desteğiyle gerici eğitimin temel taşlarını döşemişlerdir. Aradan 44 yıl geçti.  Ne yazık ki, halklarımızın, emekçilerin ve gençlerin yaşamlarına bir karabasan gibi çöken 12 Eylül’ün karanlığı, dünden bugüne faşizan anlayışıyla birlikte sürmektedir. Emperyalizmin ve sermayenin çıkarları doğrultusunda gerçekleştirilen faşist darbenin yarattığı siyasal-toplumsal iklim, bugün AKP+MHP iktidar bloğu eliyle sürdürülmektedir” diye konuştu.


YASAL DÜZENLEMELER ARTTIRILMIŞTIR 


“Grev hakkı başta olmak üzere sendikal hak ve özgürlükler ya yasaklanmış ya da kağıt üzerinde kalmış, kamu emekçilerinin toplu sözleşme hakkı sonucunu iktidar ve yandaş sendikanın belirlediği göstermelik ve etkisiz bir mekanizmaya dönüştürülmüş, toplantı ve gösteri hakkı, örgütlenme özgürlüğüne dönük saldırılar artmıştır” ifadelerini kullanan Doğan sözlerini şu şekilde sürdürdü, “Cumhuriyet tarihinin en büyük özelleştirmeleri AKP iktidarı döneminde gerçekleştirilmiş, kamu hizmetlerinin tasfiyesi süreci özelleştirme politikaları ile hızlandırılmış,  eğitimden sağlığa tüm kamu hizmetlerinde özel sektörün desteklendiği politikalar/yasal düzenlemeler artırılmıştır.  Ülkenin kaynakları, halktan toplanan vergiler özelleştirmelerle, hazine garantileri ile sermayeye, yandaşlara peşkeş çekilmiştir. Bütçelerde kamu yatırımlarına ayrılan paylar gittikçe azaltılmış, milyonlarca kamu emekçisi ve emeklisi yandaş konfederasyonlarla yapılan ‘toplu sözleşmelerle’ düşük ücretlere, güvencesiz istihdama mahkûm edilmiştir. İçte ve dışta uyguladığı savaş politikaları ile ülkeyi tam bir cehenneme çeviren AKP iktidarı, Kürt sorununun demokratik, barışçıl ve diyaloğa dayalı siyasal çözümü yerine bir kez daha silaha, çatışmalara, kayyum politikalarına, parti kapatma davalarına, kitlesel tutuklamalara, cezaevlerinde işkence uygulamalarına sarılmıştır” dedi.

ORTAK MÜCADELE VURGUSU 

Doğan sözlerini şu ifadeler ile sonlandırdı, “ Halkın büyük çoğunluğunun yoksulluk ve sefalet içinde yaşadığı, özgürlüklerin kısıtlandığı, askıya alındığı, gençlerin gelecek umutlarının yok edildiği, yaşam tarzlarına inceltilmiş gerici dayatmalarla müdahale edildiği, kadınların kazanılmış haklarının dahi birer birer ortadan kaldırılmak istendiği günümüz koşullarında 12 Eylül’ün izinden gidenlere karşı demokrasiyi, barışı, laikliği, emeğin haklarını kazanmanın yolu emek ve demokrasi güçlerinin birlikteliğinden ve ortak mücadelesinden geçmektedir.  Emek ve Demokrasi güçleri olarak tüm saldırıları geriletmeye, barışı egemen kılmaya, laik, demokratik bir ülke temelinde halkların özgürlüğü ve eşit yurttaşlık talepleriyle, yeni bir demokratik anayasayı hayata geçirinceye dek toplumsal muhalefetin tüm unsurlarıyla birlikte ortak mücadeleyi esas almaya devam edeceğiz. 12 Eylül’ün 44. yılında darbeyi bir kez daha kınıyor, askeri-sivil darbe zihniyetine karşı fiili ve meşru mücadeleyi yükseltme kararlığımızı ifade ediyoruz”

Muhabir: Selim Çelik/Haber