TURİZM

Manavgat'ın 'Titreyen Göl'ü

Hiç rüzgâr hissedilmeyen havalarda bile titremeye devam eden, efsanesiyle dinleyenleri hayrete düşüren Titreyen Göl’ün hikayesini bir de bizden dinlemeye ne dersiniz?

SAYISIZ coğrafi zenginlikleri barındıran Antalya, masmavi denizinin yanı sıra olağanüstü güzelliklere sahip göl ve göletleri ile de dikkat çekiyor. Her biri ayrı ayrı gezilip görülmeye değer nitelikler taşıyan bu göller, huzurlu ve sakin atmosferleri sayesinde, yoğun iş temposundan ve şehrin karmaşasından uzaklaşmak, sessiz ve dingin bir ortamda doğa ile baş başa keyifli saatler geçirmek için ziyaretçilerine son derece ideal bir ortam sunuyor. Antalya, kartpostalları andıran benzersiz fotoğraf kareleri yakalayacağınız manzaralar, yemyeşil ağaçların yansıdığı suların yarattığı eşsiz görüntüler, kelimelerin tarif edemeyeceği güzellikte pek çok gölü sınırları içerisinde bulunduruyor. Ancak içlerinden bir tanesi var ki hikayesiyle diğerlerinden ayrılıp, duyanları adeta hayrete düşürüyor. Hangisi dediğinizi duyar gibiyim. Titreyen Göl.

  
MAVİYLE YEŞİLİN EŞSİZ UYUMU
Antalya'dan ulaşım yaklaşık olarak 35 dakika sürmekte olan gölün, Manavgat ilçe merkezi ile arasında 12 kilometre bulunmaktadır. 3000 metrekare bir alanı kaplayan göl denize kısa bir kanal ile açılmaktadır. Titreyen Göl, maviyle yeşilin eşsiz bir ahenkle kaynaştığı benzersiz doğasıyla Manavgat’ın en önemli turistik bölgelerinden biri olma özelliği taşıyor. Ayrıca, etrafında bulundurduğu doğal güzelliklerin yanı lüks konaklama imkanları ve birbirinden eğlenceli aktiviteleri ile Titreyen Göl, ziyaretçilerine cazip tatil seçenekleri sunuyor. 


İSMİNİ NEREDEN ALIYOR?
Manavgat Irmağı’nın bir kolu olan sular, denize dökülmeden önce geniş bir alana yayılarak göl görünümünü alıyor. Titreyen Gölün adı hemen hemen hiç rüzgar hissedilmeyen havalarda bile gölün yüzeyinde titremeye benzer küçük dalgacıklar görülmesinden gelir. En hafif bir esintide bile titreştikleri için de bölge, Titreyen Göl olarak adlandırıyor. Ancak Gölün bu isimle anılmasına yönelik oldukça yaygın bir efsane var. Üstelik bu efsane o kadar yaygın ki yerel halkın dışında bile bu hikâyeyi işitmek mümkün. Peki, ne bu göle ismini veren efsane?


‘KUŞLAR YAŞLI BALIKÇIYA AĞLIYOR’
Titreyen Göl’ün ismini alması ile ilgili bir diğer öykü ise gölün yakınlarında yaşayan ve buradaki kuşlara ve ördeklere yem veren bir balıkçı ile ilgili. Rivayete göre, gölün kenarında yaşayan ve kuşları besleyen yaşlı bir balıkçı oturmaktadır. Kuşlar yaşlı balıkçıyı gölün kenarında gördüklerinde kanatlarını çırparak ona doğru gelir. Bir gün bu gölde avlanan avcılar su üstündeki ördekleri vurur. Yaşlı balıkçı bunun karşısında avcıların üzerine yürür ve onları avlanmaktan vazgeçirmeye çalışır. Avcılar yaşlı adamı iter ve su üstündeki vurdukları ördekleri almaya çalışır. Bu sırada diğer ördekler hep birlikte havalanarak kanatlarıyla bir hortum oluşturur ve avcıları kaçırırlar. Ama yaşlı adam göle düşerek ölür. Bu olaydan sonra göl hep titremeye başlar. Bu titremeye yöre halkı, kuşlar yaşlı balıkçıya ağlıyor diye yorum yaparlar.