Şimdi, Allah Devletimize zeval vermesin emekli maaşlarımızı Ocak ayında, 100 Tl’lik seyyanen zam ve enflasyon oranında yapılan bilmem kaç liralık artışla aldık. Gerçi yapılan zamlarla sıfıra sıfır elde var sıfır olduk ama.. Şubat ayında da yine mütekait kardeşlerin maaşlarına yüzde 10 ek zam müjdesi geldi. Hani şu çalışan emeklinin epeydir merakla takip ettiği Sosyal Güvenlik Destek Primi kesintisi vardı ya, Meclis kesintiyi kaldırdı. Yani demem o ki; Şubat’tan itibaren mütekait kardeşlerin maaşı yüzde 10 daha fazla ödenecek.
Haa, buraya kadar güzel de bi de yine emeklilerin promosyon beklentisi vardı ya. Mütekait kardeşlere promosyon yok. Amma vekillerimize ve dahi eski vekillere 12 bin Tl. promosyon var. O kadar olacak canım biliriz ki; ‘Usul Esasa giden kapı’dır. Vekillerimiz başımızın tacıdır, derdimize devadır. Ve de promosyon adındaki kaymaklı kadayıf afiyet bal olsun! Hani büyüklerden biri şöyle demiş ‘Yiyin efendiler yiyin. Bu han-ı iştiha sizin’…
Zamların yanı sıra vergiler de artıyor. Hele de elektrik faturalarına yansıyan gizli kalem zamlar, handiyse halkı teknolojiden uzaklaştıracak. İşin erbabı hesap kitap yapmış, milletten alınan vergi artıyormuş. Ve de verginin yüzde 70’i halkın sırtındaymış, ÖTV’si ÖİV’si falan. Kamburumuz büyüyor dostlar, yediğimiz her lokmadan vergi alınıyor. Bi tek alıp verdiğimiz nefese vergi ödemiyoruz. Valla bu gidişle müflis kibarı olacağız. Hal-i pürmelalimiz bu.
Hal böyle olunca da, işletmeciler dükkandaki sirkülasyonu arttırmak için çeşitli yöntemler uyguluyormuş. Mesela bir kafe ne yapmış biliyor musunuz? Gelen müşterinin yediğinden içtiğinden para almıyormuş. Müşteri, canı ne istiyorsa işletmenin mutfağına giriyor kendi pişirip kendi yiyormuş. Bu aykırı kafede ödeme, kalınan süre için yapılıyormuş. Bir saat kalırsan şu kadar 3 saat kalırsan bu kadar falan . Amma sabahtan akşama kalırsan 30 Tl. imiş. Ne dersiniz?