Gözlerini Antalya'nın tarihine daldırdığında, sırlarla dolu bir zaman yolculuğuna çıkar insan. Tarih sayfalarının arasında kaybolur, unutulmuş hazinelerin izini sürer. İşte bu hazinelerden biri de Antalya'nın taş duvarları arasında saklı duran Nazır Hamamı'dır. Osmanlı'da inşa edilen bu muhteşem yapı, zamanın gizemli dokusunu hala üzerinde taşır.
SULTAN HATUN'UN ESRARI
Nazır Hamamı, Antalya'nın taş sokaklarında, Tuzcular Mahallesi'nde sessizce bekler. Ancak tarihçiler arasında yapıya dair kesin bir bilgi bulunmaz. Hamidoğulları döneminde var olduğu düşünülen yapı, Sultan Hatun'un vakfına bağlıdır. Ancak ne zaman inşa edildiği kesin olarak bilinmez. Belki de taş duvarların ardında, Sultan Hatun'un esrarını koruyan bir sır saklıdır.
MİMARİ DETAYLAR
Dikdörtgen plana sahip olan hamam, geçmişin izlerini taşırken, geleceğe de bir köprü kurar. Giriş kısmından itibaren, tarih kokan taşlar arasında adım atarken, soyunma odasının tavanında yükselen kubbelere hayranlıkla bakarsınız. Ilıklık bölümünden geçerken, sivri kemerli açıklıklar arasında hafif bir esinti hissedersiniz. Sıcaklık bölümünde ise, merkezi kubbeli ana mekan ve etrafındaki eyvanlar, zamana direnen mimari şaheserlerdir.
EVLİYA ÇELEBİ'NİN İZİNDE
17. yüzyılda, ünlü gezgin Evliya Çelebi'nin kaleminden dökülen satırlarda, Nazır Hamamı'nın adı anılır. Sehayatname'de hamamı ziyaret ettiği ve izlenimlerini paylaştığı belirtilir. Bu, hamamın tarihsel önemini ve Antalya'nın dönemindeki yaşam dokusunu gözler önüne serer.
GEÇMİŞİN GÖLGESİNDE
Nazır Hamamı, günümüzde kullanılamaz durumda fakat zamanın sırlarını saklar. 15. ve 16. yüzyıl arasında inşa edildiği tahmin edilen yapı, günümüze kadar farklı değişiklikler ve eklemelerle ulaşmış. Ancak sıcaklık bölümünün orijinal planını koruyarak, geçmişin ışığını günümüze taşır. Soyundurma ve giriş bölümlerindeki değişiklikler ise, yapılan müdahalelerin izlerini taşır.
Nazır Hamamı, Antalya'nın taş sokaklarında, geçmişin hikayelerini anlatır. Sultan Hatun'un esrarını koruyan bu muhteşem yapı, ziyaretçilerini bir zaman yolculuğuna davet eder. Günümüzde kapalı durumda olmasına rağmen, taş duvarları arasında hala bir zamanlar yaşananları hissedebilirsiniz. Bu unutulmuş hazinenin, Antalya'nın tarih sayfalarındaki önemli bir rolü olduğu kesindir.