AKP İl Başkanı Ali Çetin’in son basın toplantısında niye Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne haklı haksız suçlamalarda bulunduğunu dün yazmıştık...
Yazıya gelen yorumlar gösteriyor ki Çetin’in ‘niye’ konuştuğunu herkes biliyormuş, bir Allah’ın kulu da “Biz böyle düşünmemiştik, ne güzel yazmışsın” demedi. Her arayan, her yorumlayan AKP’nin belediyeleri sıkıştırdığını, tasarruf tedbirleri ve SGK borçlarıyla elini kolunu bağlamaya çalıştığını, belediyelere yönelik itibar suikastı girişimlerinin tutmayacağını, milletin artık bu tür plan projelere karnının tok olduğunu kendilerinin de bildiğini söyledi, durdu...
Yani Ali Çetin’in ‘niye’ konuştuğunda hemfikiriz... Gelelim ‘ne’ konuştuğuna...
“Su faturaları, elektrik faturalarını geçti” dedi Başkan Ali Çetin...
Hani şu, “Esenboğa Havalimanı’nı biz açtık, Süleyman Demirel Üniversitesi’ni biz kurduk, Ak Parti’den önce kimsenin evinde buzdolabı yoktu” tarzında bir cümle...
Bile bile yanlış, bile bile yanıltma...
Neymiş?.. Su, elektrikten pahalıymış...
Değil efendim... Külliyen yalan... Antalya’da hamam işletmeyen hiç kimsenin su faturası, elektrik faturasının 5’te 1’i bile değil!..
Suya aylık 250 lira ödüyorsa elektriğe 2 bin 500 lira ödüyor insanlar... Eğer tasarruf yapıyor, kemerleri sıkıyor, suya 100 lira ödüyorsa elektrik faturası bin liradan aşağı değil...
Bunu söyleyen, bu gerçeği bilmiyor mu? Biliyor...
Hatta uzun süre Meclis Üyeliği de yapan AKP İl Başkanı daha neler biliyor anlatalım...
Antalya’da içme suyunun yüzde 98’i, yani tamamına yakını yeraltı kaynaklarından sağlanıyor. Bu suyu yeraltından çıkarmak, istasyona getirmek, oradan son kullanıcıların musluğuna iletmek için her aşamada elektrik harcanıyor.
Ne kadar ASAT’ın bir ayda elektriğe harcadığı para?
Sıkı durun, 250 milyon lira...
ASAT’ın eski hatların bakım, onarım, yenilemesine, yeni hatların inşasına, altyapıya, asfalta harcadığı yüzmilyonlarca lirayı da biliyor AKP İl Başkanı.
Antalya’nın coğrafyasını biliyor... ASAT’ın; mesela Alanya’nın, mesela Korkuteli’nin kırsal mahallelerine su götürmesi için kaç kilometrelik hat gerektiğini biliyor... O mahallelerdeki belki 20-30 haneye giden bu hatlarla başka şehirlerde onbinlerce, yüzbinlerce kişiye su götürülebileceğini de biliyor...
Antalya Büyükşehir Belediyesi ve ASAT’ın su konusunda bırakın eleştirilmeyi, övgüyü hak ettiğini de çok iyi biliyor...
‘Pahalı’ diyor... Ülkeyi öyle bir hale getirdiler ki yarım kilo peynirin, 250 gram pirzolanın, sıradan bir lokantada yediğin bir tabak yemeğin, 3 paket sigaranın, 1.5 kilo çayın niye 300 küsur lira olduğunun hesabını vermek yerine, 200 liralık su faturasına ‘pahalı’ diyor.
Vallahi biliyor, bile bile söylüyor...
Artık bu yalan yanlış ithamlara prim vermediğini tarihte ilk kez bir büyükşehir belediye başkanını 2 kez üst üste seçerek gösteren Antalyalılara da sanırım şunu demek düşüyor.
Siz indirin kardeşim doları eskisi gibi 1.5 liraya, halk daha ucuza su içsin istiyorsanız indirin kardeşim su üretmek için kullanılan elektriğin KDV’sini yüzde 1’e, ASAT’ın her ay elektriğe ödediği 250 milyon lira sizin de vicdanınıza dokunsun, sonra gelin yine konuşalım su mu pahalı, yoksa insanları ölmemek için katlanmak zorunda bıraktığınız hayat mı pahalı?..
Bu arada yiğidi öldür, hakkını ver...
Bir konuda AKP İl Başkanı’nı takdir ediyorum...
Trafik sıkışıklığı nedeniyle Büyükşehir’i suçlamak için trafikteki tüm yabancı araçların Türk plakasına çevrilmesini beklemesi, ardından da bu açıklamayı tam da yeni eğitim öğretim sezonunun açıldığı hafta, okul servisleri trafiğe çıkmışken yapması büyük bir siyasi zeka...
Yoksa seçim sonrası 5,5 ay hiç konuşmaması, sizin sandığınız gibi seçim hezimetinin utangaçlığından değil, siyasi zamanlamasının muhteşem olmasından.
Tebrikler...