Alanya'da özel erkek öğrenci yurdunda görevli eğitmen Gani Ruçhan Uyrum'un geçen yıl, 14 yaş altındaki 5 erkek öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu iddia edildi. Bunun üzerine ifadesi alınan ve daha sonra serbest bırakılan Gani Ruçhan Uyrum hakkında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı suç duyurusunda bulundu. Yargılama sürecine de müdahil olan bakanlık, mağdur çocuklara ve ailelerine yönelik psikososyal destek başta olmak üzere çalışma başlattığını açıkladı. Bakanlığın açıklamasının ardından olayla ilgili şüpheli eğitmen Gani Ruçhan Uyrum, 21 Kasım 2023’te Alanya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla yeniden gözaltına alındı. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Gani Ruçhan Uyrum, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
İDDİANAME HAZIRLANDI
Olayla ilgili yürütülen soruşturma ve alınan ifadeler kapsamında taciz ve istismara uğrayan öğrenci sayısının 10 olduğu tespit edildi. Gani Ruçhan Uyrum hakkında 9 öğrenciye yönelik 'sarkıntılık yapmak suretiyle cinsel istismar', 'çocuğa karşı cinsel taciz', 'çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri vermek ya da bunların içeriğini göstermek', 1 öğrenciye yönelik ise 'nitelikli cinsel istismar' suçlamasıyla toplam 94 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. İddianamenin kabul edildiği Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde davanın görülmesine başlandı. Davanın ilk duruşmasına, mağdur çocukların avukatları, mağdur çocukların aileleri, sanık Gani Ruçhan Uyrum ve sanık avukatı katıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Çağdaş Hukukçular Derneği, Ankara Barosu, İstanbul Barosu, Kadın ve Çocuk Hakları Derneği adına çok sayıda avukat duruşmaya müdahil olurken, STK temsilcileri de mahkemede hazır bulundu.
Duruşmada mağdur çocukların ifadeleri mahkeme salonu dışında SEGBİS ile uzman pedagog eşliğinde alındı. Tutuklu sanık Gani Ruçhan Uyrum da duruşmadaki ilk ifadesini verdi. Uyrum, yurtta 2022 yılında görev yapmaya başladığını belirterek, öğrencilere herhangi bir cinsel yaklaşımda bulunmadığını söyledi ve kendisine yöneltilen iddiaları reddetti. Uyrum, öğrencilere yaramazlık yaptıkları için vurduğunu ve bu yüzden öğrencilerin kendisini cezalandırmak için iftira attıklarını öne sürdü. Hakimin 'İskeletor' denilen oyunu çocuklara oynatıp oynatmadığını sorması üzerine Uyrum, "Yakar top, körebe dışında oyun oynatmadım. 'İskeletor' denen oyunu bilmiyorum, oynarlarken de görmedim" dedi. Hakimin, öğrencilere 'karım' dediği ve karı-koca olarak eşleştirdiği iddiasını sorması üzerine Gani Ruçhan Uyrum, karı-koca olarak eşleştirme yapmadığını, 'karım' demediğini, 'Karı gibi hareketler yapmayın' gibi ifadelerde bulunduğunu beyan etti.
Uyrum, cep telefonunda yapılan incelemeye göre hazırlanan bilirkişi raporundaki 'müstehcen internet sitelerine girildiği, müstehcen sosyal medya siteleri ve gruplarına üye olunduğu, cihaz içerisinde müstehcen görüntülerin kayıtlı olduğu, ifşa videolarının paylaşıldığı internet sitelerine girildiği, erkek erkeğe müstehcen görüntülerin kayıtlı olduğu, sosyal medya üzerinden erkeklerle cinsel içerikli yazışmalar ve fotoğraf paylaşımları olduğu' iddialarına ise "Arkadaş ortamında bana sosyal medya platformlarından gönderilen görüntüler. Ben bu tarz videoları asla izlemem, izlemedim. Çocukların yanında da böyle bir şey yapmadım" yanıtını verdi.
Mağdur çocukların avukatlarının, cep telefonunda cinsel içerikli oyunlar aradığına dair iddialarına karşı ne söyleyebileceğinin sorulması üzerine Uyrum, kardeşlerine telefonunu verdiğini, kendisinin böyle bir arama yapmadığını ileri sürdü. Yurtta eğitim verme yetkinliğinin olup olmadığı da sorulan Uyrum, "Herhangi bir belgem yoktur. Eğitimime ortaokulda başladım, liseden mezun oldum. İstanbul'daki yurtta eğitim aldıktan sonra icazet alarak Alanya'daki yurda geldim" dedi.
TEMİZLİK EĞİTİMİ
İddianamede yer alan mağdur çocuklardan birinin kendisini yatakhaneye götürdüğü, kimse duymasın diye elektrik süpürgesini açıp istismarda bulunduğu yönündeki ifadelerin sorulması üzerine konuşan Gani Ruçhan Uyrum, 5 numaralı yatakhanede temizlik yaptığı sırada adı geçen öğrencinin yanına geldiğini ve temizliğe yardım etmek isteğini belirtti. Uyrum, "Yardım etmek için yanıma geldi, ben çağırmadım. 'Süpürgeyle temizlik yap o zaman' dedim. Anlatıldığı gibi bir olay olmadı. Cinsel temasta bulunmadım" ifadelerini kullandı. Temizliği görevlilerin değil, eğitimcilerin mi yaptığı sorusu üzerine Uyrum, "Temizlik görevlileri yok, temizliği biz ve öğrenciler yapıyoruz. Bir şeyler öğrensinler diye. Normal temizlik eğitimi ve taharet eğitimi veriyoruz" diye konuştu. Taharet eğitimini nasıl verdikleri sorusuna da Uyrum, "Açık açık anlatmıyor bilgilendiriyoruz" yanıtını verdi.
Gani Ruçhan Uyrum'un savunmasının ardından SEGBİS ile uzman pedagog eşliğinde sorulan sorulara cevap veren mağdur çocuklardan biri, "Yatsı zamanı 9-10 gibi öğrenciler 'Uyrum Hoca seni çağırıyor' dedi. Ben de gittim. 5 numaralı yatakhane boştu. Vurmaya başladı, daha sonra süpürgeyi açtı ve 'ses duyulmasın' dedi. 'Yapmayın hocam' dedim ve özel 2 bölgeme de dokundu. Kıyafetlerimin içinden dokunmaya çalıştı ama izin vermedim. Kıyafetlerimi çıkarmaya çalıştı. Daha sonra kolumdan tutarak 6 numaralı yatakhaneye götürdü. Pantolonumu ayağı ile indirdi, özel organını özel organıma değdirdi, 2-3 dakika temas etti, sonra da sıvı hissettim" diye konuştu. Mağdur çocuk ifadesinin devamında buna benzer olayın bire bir aynısının ilerleyen zamanda tekrar yaşadığını aktarırken, "Daha fazla anlatmak istemiyorum" dedi. İlk ifadesinde Uyrum'un kendisine bir şey yapmadığını söyleyip, ikinci ifadesinde ise bu beyanlarda bulunduğu sorulan mağdur çocuk, "Kimseye anlatamazdım" diyerek, yaşanan olayı anlattığı hocasının 'Her şeyi anlat' demesi üzerine anlattığını belirtti. Diğer 4 mağdur çocuğun ve ailelerinin ifadelerinin alınmasının ardından duruşma sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilerek ertelendi.
'TEMENNİMİZ SON VAKA OLMASI'
Mahkeme çıkışında açıklama yapan mağdur çocukların avukatlarından Sutay Seydioğulları, "Ülkemizde bu gibi olayların yaşanmaması için istismarcıların en üst sınırdan cezalandırılması ve devletin cemaat yurtlarına el koyması gerekmektedir" dedi.
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi adına konuşan avukat Hatice Beyza Aydemir, "10 çocuğumuz kendisini hoca olarak tanıtan bir kimsenin ihmal ve istismarına maruz kalmıştır. Bu doğrultuda yurt yönetimi onları koruyacak bir eylemde bulunmamıştır. Elbette ki, biz çocuk hakları savunucuları olarak böyle bir davada illa ki çocuk tarafını savunacağız ama asıl önemli olan bu ihmal ve istismarı önlemektir, çocukları korumaktır. Bunun için anayasamız ve bağlı olduğumuz uluslararası sözleşmelerimiz vardır. Bizim talebimiz devletin kendi üzerine düşen sorumluluklarla çocukları korumaktır. Dosyayı da en sıkı şekilde takip edeceğiz" diye konuştu.
Antalya Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Serap Ertuğrul, "Bu ilk vaka değil, temennimiz son vaka olması. Çocukların eğitimi, barınması milli eğitimin sorumluluğundadır. Dernek, vakıf, cemaat adı altında faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlara terk edildiği takdirde yaşanacaklar bunun örneğidir. Çocuklarımızın yanındayız. Bundan sonra da çocuklarımızın yararını gözeterek, onlara destek vermeye devam edeceğiz" dedi.
Mağdur çocukların avukatlarından Canel Durak, "Sanığın en ağır cezayı alması için ve bu olayların gerçekleşmesindeki sorumluların ceza alması için elimizden geleni yapacağız" diye konuştu. Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Hilal Çelik de açıklamalarda bulundu.