O masala artık inanan yok

Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, Cuma-Cumartesi Antalya’daydı. Cuma akşamı çeşitli dernek, platform, meslek örgütü temsilcileriyle bir araya geldi, düşünce alışverişinde bulundu. Gündem yerel seçimler. Cumartesi akşamı da Konyaaltı İlçe Örgütü binasının açılışını yaptı. TİP’in Antalya’daki yerel seçim hedefini açıkladı, “Antalya’ya sosyalist bir belediye çok yakışacak” dedi. Yani TİP Antalya’da, en az bir belediye için aday çıkaracak, yarışacak. TİP hangi ilçelerde yüzde kaç oy almıştı, onu bir hatırlayalım: Konyaaltı yüzde 8.66, Muratpaşa yüzde 7.45, Kemer yüzde 4.8, Kepez yüzde 4.59, Kaş yüzde 4.24, Döşemealtı yüzde 3.8, Manavgat yüzde 3.66, Kumluca yüzde 3.08, Finike yüzde 2.93, Alanya yüzde 2.9, Demre yüzde 2.48, Aksu yüzde 2.4, İbradı yüzde 2.16, Serik yüzde 2.15, Gazipaşa yüzde 1.92, Elmalı yüzde 1.69, Korkuteli yüzde 1.19, Akseki yüzde 1.11, Gündoğmuş yüzde 1.11... Bu tabloya göre TİP’in özellikle Konyaaltı, Muratpaşa, Kepez ve Kemer’de ciddi bir oy potansiyeli var.

 

Karga artık peyniri düşürmüyor

Tabii bu sadece TİP’in oyları. Yeşil Sol Parti ve diğer sol-sosyalist seçmenle birlikte bu oranlar yüzde 15-20’lere ulaşıyor. Bir önceki yerel seçim pratiğinden ders çıkaran, yapılan görüşmeleri, verilen vaatleri unutmayan, yürütülen arka kapı siyasetinden rahatsız sol-sosyalist partiler bu kez aynı sürecin içine girmeyecektir. Girilse bile bunun ciddi bir mutabakata, protokole bağlanması istenir. CHP’li belediye başkanları ve başkan adayları bunu kabul eder mi? Yoksa sol-sosyalist oyları çantada keklik olarak görüp yine arka kapı siyasetiyle durumu idare etmeye mi çalışırlar? Göreceğiz. Fakat bu siyasetin artık tutmayacağı kesin. Ezop Masalları arasında kargayla tilkinin hikayesi ünlüdür. Hani şu ağzında peynirle dalda duran kargayla “Karga kardeş, o güzel sesinle bir şarkı söylesen de dinlesek” diyen kurnaz tilkinin öyküsü. Fakat artık onun finali değişti. Karga şarkı söylemek için peyniri kanadıyla tutuyor artık. Yani peynir düşmüyor, tilki de muradına ermiyor. Tilkinin, “Bu masal böyle değildi” isyanına ise karganın yanıtı durumu iyi özetliyor: “O masalı biz de okuduk ve ders çıkardık”.  

CHP kulislerinde konuşulan isimler

Laf hazır CHP’ye gelmişken oradan da birkaç detay aktaralım. Dünkü yazımızda CHP’de mevcut il başkanı Nuri Cengiz’in karşısına bir aday bile bulunamadığını söylemiştik. Adı ortaya atılanlardan Devrim Kök, “aday değilim” açıklaması yaptı. Vahap Tuncer ve Tuncay Ercenk isimleri yine ortada fakat her ikisinde de bir hareketlenme yok. Kıran kırana bir mücadeleyi göze alacaklarını düşünmüyorum. Altan Ayaz konuşuluyor ama sanki konuşulduğuyla kalıyor. Son günlerde Ahmet Kumbul’u işaret edenler var. Daha önce Nusret Bayar’a karşı girdiği yarışta il başkanı koltuğunu kaybeden Kumbul, yeniden böyle macerayı dener mi; sanmıyorum. Son kongrenin rövanşını almak da isteyebilir. Böyle bir durumda da Nuri Cengiz kartına, daha doğrusu statükosuna karşı, sırtını ağırlıklı olarak Konyaaltı’na dayamış bir ismin, Kumbul’un adaylığı bambaşka hesapların, senaryoların, ittifakların devrede olduğu anlamına gelir. Örneğin Turgay Genç bu hesabın neresinde olur? Kepez’i elinde tutan dinamik buna ne der? Muratpaşa sadece kendi sınırları içine mi hapsedilir?

Önce kendi mahallenizi toparlayın

Buradan bambaşka durumların çıkma olasılığı var mı? Elbette var. CHP’de seçenek bitmez. Fakat gerçeğe, sadece gerçeğe doğru konuşan, değişim bekleyen tabanı, kitleyi rahatlatacak bir sonuç çıkar mı? Sorun da burada zaten. Sol-sosyalist siyasetlerin kendi yolunu açtığı, kendi yerel hedeflerini koyduğu, kitlesini derleyip toparladığı bir süreçte, CHP’nin elinde yüzü sağa dönük, sağa göz kırpan söylemlerden başka ne var? Kendi içinde alternatif üretemeyen, kitlesini toparlayamayan, onların önüne heyecan yaratacak bir siyaset, program, hedef koyamayan CHP, bütüne karşı ne söyleyebilir? Kendi mahallesini düzenleyemeyen, komşu mahalleden medet ummasın. İnsanlar bu masalı duya duya artık bilinçlendi. Emekten, emekçiden, soldan, sosyalizmden yana bir siyaset zamanıdır. CHP bunu üretebilir mi, ya da bu beklentiye karşı ne söyler, nasıl pozisyon alır? İşte yerel seçim sandığını bu mesele şekillendirecek.