YAZ tatilinin ardından okullarda ders zili bugün çalıyor. Antalya Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'in haberine göre, 4 Eylül Pazartesi günü uyum programı kapsamında anaokuluna başlayan 71 bin 904, ilkokul birinci sınıfa başlayan 40 bin 41 öğrenciyle beraber toplamda 621 bin 637 öğrenci sayısına ulaşan Antalya; öğrenci sayısı ile 37 ilin nüfusunu geride bıraktı. Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez ekonomik koşullar ve ÇEDES projesine dikkat çekerek 2023-2024 eğitim ve öğretim yılı için uyarı da bulundu. Yeni eğitim ve öğretim yılına dair verileri paylaşan Antalya Milli Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz “Antalya’da resmi-özel toplam öğretmen sayısı 36 bin 419. Derslik başına okul öncesinde 21, temel eğitimde 25, ortaöğretimde 19 öğrenci düşüyor. Öğretmen başına ise okul öncesinde 13, ilkokulda 19, ortaokulda 14, ortaöğretimde 10 öğrenci düşüyor. Toplam 1805 okuldan 1295’inde tekli öğretim, ilk ve ortaokulda 92, ortaöğretimde 4 olmak üzere toplam 96 okulda ise ikili öğretim mevcut. İkili öğretimde ilk ve ortaokul öğrenci sayısı 63 bin 695, ortaöğretimde ise 3 bin 615 olmak üzere toplam 67 bin 310 öğrenci ikili öğretimde” dedi. Antalya’da toplamda 621 bin 637 öğrenciye 36 bin 419 öğretmenle birlikte ortalama her 17 öğrenciye 1 öğretmen düşüyor.

Antalya Milli Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz

MİLLİ VE MANEVİ DEĞERLER BAĞLI ÖĞRENCİ
‘Eğitimci ve öğrencilerin dinlendiği güzel bir yaz tatilinin ardından yeni eğitim-öğretim yılına başlamanın, ilköğretim haftasını kutlamanın mutluluğunu yaşadıklarını’ kaydeden Milli Eğitim Müdürü Kaygusuz, “Bu bilinçle, eğitim-öğretimdeki en önemli hedefimiz; çocuklarımızın yetenek ve ilgilerinin dâhilinde zihinsel, ruhsal ve sosyal gelişimlerine öncülük edip milli, manevi ve evrensel değerlere bağlı; dünya sahnesinde kendi imzalarını atan bireyler olarak yetiştirmelerine rehberlik etmektir” ifadelerine yer verdi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğrenci sorunlarını önceleyen bir tutum içinde olmadığını vurgulayan Eğitim Sen Antalya Şubesi Başkanı Nurettin Sönmez, “Millî Eğitim Bakanlığı’nın öncelikli gündeminde öğrencilerin okul masrafları ve beslenme sorunları değil, İmam Hatip okullarının sayılarını artırmak, (ÇEDES) projesi kapsamında okullarda ‘manevi danışman’ sıfatıyla imam ve vaiz görevlendirilmesi gibi uygulamalar bulunmaktadır. Türkiye’nin eğitim sistemi, yıllardır benimsenen piyasa merkezli, rekabetçi ve sınav merkezli eğitim politikaları sonucunda tam bir sorun yumağı haline gelmiştir. Türkiye’de okul öncesi eğitimden üniversiteye kadar eğitimin bütün kademeleri, uzun yıllardır en temel işlevlerini yerine getiremez durumdadır. Bu durum kaçınılmaz olarak eğitimin niteliğini de olumsuz etkilemektedir. Türkiye’de siyasi iktidar eliyle eğitimin ve toplumsal yaşamın dini kurallara göre biçimlendirilmesine yönelik uygulamalar, eğitimin bütün kademelerinde ve toplumsal yaşamın her alanında karşımıza çıkmaya başladı” şeklinde konuştu.

Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez (1)

Başkan Sönmez sözlerine, “ÇEDES Projesi, laik-bilimsel eğitim anlayışına ve pedagoji bilimine aykırı bir içerikte hazırlanmış ve uygulanmaya başlamıştır. Projenin ülke çapında uygulaması için Milli Eğitim Müdürlükleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı il müftülükleri aracılığıyla okullara ‘manevi danışman’ sıfatıyla vaiz, imam hatip, Kur’an kursu öğreticileri İzmir ve Eskişehir başta olmak üzere, çeşitli illerde görevlendirmeler yapılmaya başlandı. Eğitimin bütün kademelerinde eğitimin niteliğini yükseltmek, çocukların özgür ve sağlıklı bireyler olarak yetiştirilmesi için somut adımlar atılması gerektiği açıktır. Ancak siyasi iktidar, bugüne kadar yaptığı gibi, din ve inanç alanı gibi son derece hassas bir konuda kendi ideolojik hedeflerini dayatmaktadır. ÇEDES Projesi iktidarın eğitim sistemini siyasal-ideolojik çizgisi ve dini-kültürel ihtiyaçları doğrultusunda biçimlendirme hedefinin son örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Laiklik ilkesi ve laik eğitim, toplumdaki farklı inanç, farklı mezhep, farklı kimlik, farklı cinsiyet farkı gözetmeksizin herkesin bir arada barış içinde yaşayabilmeleri için son derece önemlidir. ÇEDES projesi bu yönüyle hem laikliğe hem de laik eğitim anlayışına temelden aykırıdır. Çocuklarımızın siyasi iktidarın kendi siyasal-ideolojik hedeflerine ulaşmak için hayata geçirilen ÇEDES ve benzeri projelerin parçası haline getirilmesini istemiyoruz. Bu konuda eğitim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimizi, velilerimizi ve demokratik kamuoyunu birlikte tutum almak zorundadır” dedi

Kaynak: ANTALYA EKSPRES GAZETESİ