ÖĞRENCİ Veli Derneği (Veli-Der) Antalya Şube Başkanı Tülin Koç, ‘2022-2023 Eğitim-Öğretim Yıl Sonu Raporunu’ yayımladı. Raporda deprem bölgesindeki eğitim sorunlarına, ücretsiz okul yemeği sorunu, ÇEDES protokolü ve diğer birçok konuya değinildi. Koç, “Milli Eğitim Bakanlığının (MEB), açıkladığı verilere göre; ilkokulda 11 bin 654 öğrenci, ortaokulda 28 bin 421 öğrenci, lisede 240 bin 668 öğrenci örgün eğitim dışına çıkmıştır. Asıl gerçek ise çok daha vahimdir. Yoksulluğun derinleştiği her gün kitlesel okul terki yaşanmaktadır. Açık öğretim ortaokul ve liselerindeki öğrenci sayısı 1 milyon 738 bin 198 ile zirveye ulaştı. Mesleki Eğitim Merkezlerine yönlendirilen ilköğretim okulu mezunu öğrenciler, çocuk işçi denecek yaşta haftada bir gün okul diğer günler işyerinde çalışarak fiilen örgün eğitim dışına çıkmış olup sayıları bir yıl içinde 1 milyon 405 bine ulaşmıştır. Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) uygulamasına ve özel meslek liselerine verilen teşvike son verilmeli, kamu kaynaklarından ayrılan bu bütçe açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşayan ailelerin çocuklarına eğitim bursu olarak verilmelidir” dedi.
‘EKONOMİK KRİZ ÇOCUKLARIN BESLENMESİNE ENGEL OLUYOR’
Ücretsiz okul yemeği konusunda algı oluşturulduğu ancak herhangi bir şeyin yapılmadığını belirten Koç, “Yalnızca 2020 verilerinde dahi ülkemizdeki çocukların yüzde 44,3’ü yoksulluk ve açlıkla karşı karşıya bırakılmıştı. Açlık sınırı 9.814 TL’ye, yoksulluk sınırı 33.948 TL’ye ulaşmıştır. 10 milyon işçi asgari ücretle veya asgari ücret civarında çalışmaktadır. Yoksulluğun, zamların artışı ile beraber en az iki çocuğumuzdan biri açlığı, yoksulluğu yaşıyor. Okullarda yetersiz ve dengesiz beslenme sorunu kadar önemli bir sorun olan sağlıklı içme suyuna erişimdir. Tüm okullarda, üniversitelerde tüm öğrenciler için ücretsiz yemek ücretsiz sağlıklı içme suyu uygulaması başlatılmalıdır. Açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşayan tüm çocuklara her ay düzenli maddi eğitim desteği verilmelidir” açıklamasını yaptı.
‘EĞİTİME AYIRILAN BÜTÇE HER YIL AZALIYOR’
Raporda eğitime ayırılan bütçe konusuna değinen Tülin Koç, “1998’de eğitim yatırımlarına ayrılan bütçe yüzde 30,03 iken bu oran son 21 yıl süresince düşürüldü. Eğitim yatırımlarına 2002’de MEB bütçesinden yüzde 17,18 pay ayrılırken 2023 yılı için eğitim yatırımlarına ayrılan pay 9,18’dir. 2022’de MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçesine oranı yüzde 10,79 iken,2023 bütçesi mali bütçe kanun teklifi ile bu oran yüzde 9,64’e geriledi. Bütçedeki bu rakamlar ne olanakların daralması ne de seçeneksizliktir. Bu bir tercihtir. Bu tercih çocuklarımızın kamusal eğitim hakkından yana değildir. Eğitime yeterli bütçe ayrılmalıdır” dedi.
‘ÖĞRENCİ VE ÖĞRETMEN YALNIZ BIRAKILDI’
Yaşanılan deprem felaketinden sonra deprem bölgesinde öğrenci ve öğretmenlerin yalnız bırakıldığına vurgu yapan Koç, depremin yaşandığı ilk saatlerde enkazlardan yaşamların kurtarılmaya çalışıldığı dakikalarda dahi MEB’in gündemi sınavlar oldu. Merkezi sınavlar eğitimin piyasalaştırılmasının ve laik, kamusal eğitimin yok sayılmasının temel aracı. Salgında, depremde çocukların yaşamları, acıları pahasına sınavlardan vazgeçilmedi. Sınavlar iptal edilmedi. Her öğrencinin istediği okulda eğitim hakkı ya da tüm üniversitelerde ek kontenjan hakkı ile ilgili adım atılmadı. Depremden sonra öğrencilerin yaşadığı psikolojik sorunlara çözüm üretilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. HABER/ ÇİĞDEM KORKAN