EĞİTİM

Öğretmenler eşitlik istiyor

Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun eşitsizliğe yol açtığını yoksulluk sınırının üzerinde eşit ücret talep ettiklerini söyledi

EĞİTİM-SEN Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez,  Öğretmenlik Meslek Kanununa (ÖMK) tepki gösterdi. Sönmez, “Yıllardır ekonomik, sosyal ve özlük haklarımıza yönelik taleplerimiz, insanca yaşam ve insan onuruna yakışır ücret taleplerimiz siyasi iktidar tarafından görmezden gelinmektedir. Siyasi iktidar ve Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) öğretmenlerin ve eğitim emekçilerinin, çalışma ve yaşam koşullarına ilişkin sorunlarına kalıcı çözümler üretmek yerine ÖMK üzerinden eğitim emekçilerine yönelik ayrımcı ve adaletsiz uygulamaları hayata geçirmiştir” dedi.

‘ÖĞRETMENLER ARASINDA HUZURSUZLUK ARTTI’

ÖMK ile öğretmenler arasında halen var olan aday, sözleşmeli, kadrolu, ücretli öğretmen ayrımlarına yenilerinin eklendiğini söyleyen Sönmez, “Eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısına öğretmenlik mesleği de ‘uzman öğretmenlik’, ‘başöğretmenlik’ gibi yeni statüler üzerinden dahil edilmiş, Aynı derece ve kademedeki öğretmenlere yönelik farklı ücretlendirme politikası sonucunda iş yerlerinde huzursuzluk belirgin şekilde artmıştır” dedi.

‘EŞİTLİK YOK’

Öğretmenlerle ilgili veri veren Sönmez, ÖMK sınavı sonucu 67 bin öğretmenin ‘başöğretmen’ 517 bin öğretmen ‘uzman öğretmen’ unvanı aldığını açıkladı. Sönmez, “Sınava girmeyen ve on yıldan az kıdemi olan öğretmen sayısı ise 400 binin üzerindedir. Göreve yeni başlayan bir öğretmenin maaşı bugün 12 bin 224 TL’dir.  Bir okulda aynı derse girip, tamamen aynı müfredatı işleyen ve 25 yıllık kıdemi olan üç öğretmenden kariyer basamakları sınavına girmeyen normal bir öğretmen yaklaşık 14 bin 200 TL; ‘uzman öğretmen’ 17 bin TL; ‘başöğretmen’ ise 19 bin 500 TL maaş alıyor” açıklamasını yaptı.

Eğitim-Sen 14 Mayıs seçimleri sonrasında oluşacak yeni hükümete taleplerini sıraladı:

·         ILO-UNESCO ortak metni olan Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesini esas alan yeni bir meslek kanunu hazırlanmalıdır.

·         Kamuda en düşük maaş yoksulluk sınırı üzerinde belirlenmelidir. 

·         Mevcut ücret farkları derece ve kademe gibi kriterler dikkate alınarak, ‘eşit işe eşit ücret’ ilkesi doğrultusunda düzenlenmelidir.

·         Kamuda maaşlar başta olmak üzere, ekonomik, sosyal ve demokratik hak ve özgürlüklerimiz siyasi iktidarın ya da Cumhurbaşkanı’nın insafına bırakılmamalıdır.

·         Sendikalarımızın ilk kurulduğu yıllardan bu yana temel talebimiz olan grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı yasal güvence altına alınmalıdır. HABER/ÇİĞDEM KORKAN