GÜNDEM

Öğretmenlik Meslek Kanunu'na sert tepki

Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar, Öğretmenlik Meslek Kanunu’na tepki göstererek kanunun öğretmenlik mesleği ve milli eğitim sistemi üzerine olumsuz etkileri olduğunu söyledi

Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar, kanunun öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin, uzmanların ve ilerici kamuoyunun itirazlarına rağmen TBMM’den geçirilmek istendiğini ifade etti. Kanunun hem hazırlanış biçimini hem de içeriğini eleştiren Acar, Eğitim-İş olarak bu kanuna karşı verdikleri mücadeleyi sürdürdüklerini belirterek, “Uzun bir süredir halkın istemediği, razı olmadığı, fayda bulmadığı kararları; halka rağmen çıkartarak, ülkemizin köklü demokrasi kültürünü hiçe sayan iktidar, bir gericileştirme laboratuvarı olarak gördüğü eğitim alanında da bu ‘ben yaptım oldu’cu tavrını sürdürmektedir. Sadece mesleğimizin değil, milli eğitim sisteminin de üzerine kara bir bulut gibi çöken Öğretmenlik Meslek Kanunu; öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin, uzmanların, eğitimin diğer bileşenleri ve ilerici kamuoyunun itirazlarına rağmen, bu hafta TBMM’den geçirilmek istenmektedir. Eğitim-İş olarak, en başından beri bu kanun tasarısının hem var edilme biçimine hem de içeriğine dair mücadele verdik” ifadelerine yer verdi. 
ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU'NA ELEŞTİRİ
Başkan Acar, kanunun öğretmenlik mesleğinin zaten bir uzmanlık mesleği olduğu gerçeğini hiçe saydığını ve öğretmenlerin diplomalarını, birikimlerini ve mesleki tecrübelerini görmezden geldiğini vurgulayarak, “Eğitim emekçilerine fikri dahi sorulmadan hazırlanan ÖMK’nin, öğretmenliğin, zaten bir uzmanlık mesleği olduğu gerçeğini hiçe saydığını; öğretmenlerin diplomalarını, birikimlerini, mesleki tecrübelerini görmezden geldiğini; öğretmenleri, ülkede diploması geçersiz sayılacak tek meslek grubu haline getireceğini; zaten sözleşmeli, ücretli, kadrolu gibi kategoriler altında sömürülen öğretmenlerin bu vesileyle bir kez daha ayrıştırılacağını ve okullardaki çalışma barışının baltalanacağını; kurulmak istenen Milli Eğitim Akademisinin, tanım ve işleyişindeki belirsizlikler nedeniyle, tıpkı mülakat sistemi gibi aydın eğitimcileri sistemden ayıklama ve yandaşları ödüllendirme görevi göreceğini; halihazırda liyakatsizce atanmış eğitim yöneticilerinin yarattığı haksızlıklarla boğuşan eğitim emekçilerinin üzerindeki mobbing baskısını, daha da artıracağını; bu kanunda öğretmenlerin özlük haklarını, ekonomik ve çalışma koşullarını iyileştirecek hiçbir madde olmadığını; kangren haline gelmiş atanmayan öğretmenler sorununun, özel okul öğretmenlerinin vahim durumunun, ücretli adı altında sömürülen yüzbinlerce eğitim emekçisinin halinin görmezden gelindiğini; defalarca söyledik” açıklamalarına yer verdi. Milli Eğitim Akademisi’nin tanım ve işleyişindeki belirsizliklerin, mülakat sistemi gibi aydın eğitimcileri sistemden ayıklama ve yandaşları ödüllendirme görevi göreceğini belirten Başkan Acar, “Bu konuda MEB’e raporlar, Anayasa Mahkemesine somut görüşler sunduk. Alanlara çıktık. ÖMK’ye karşı yükselen itirazı örgütledik; yıllardır yan yana dahi gelmemiş eğitim sendikalarının alanlarda ortak ses çıkarmasına ön ayak olduk. Ama şimdi, bunca mücadeleye ve somut itiraza rağmen; bu kanun Meclisten, iktidarın oradaki aritmetiğinin de verdiği özgüvenle geçirilmek isteniyor. Milletin egemenliğinin sembolü olan Meclisten; milletin aleyhine, milli eğitim sisteminin aleyhine, geleceğimizin aleyhine bir kanun geçirilecekken, bizlerin eli kolu bağlı oturması bekleniyor” dedi.
EĞİTİM-İŞ'İN MÜCADELESİ
Başkan Sadık Acar, bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı’na raporlar sunduklarını, Anayasa Mahkemesi’ne somut görüşler ilettiklerini ve alanlarda itirazlarını örgütlediklerini belirtti. Eğitim sendikalarının ortak ses çıkarmasına ön ayak olduklarını ifade eden Başkan Acar, “Bugün hem Milli Eğitim Bakanlığının önünden hem de Türkiye’nin tüm illerindeki alanlardan sesleniyoruz: Boyun eğmeyeceğiz! Mesleğimizi, uzmanlığımızı, saygınlığımızı çiğnemenize müsaade etmeyeceğiz! Sadece bu kadar da değil; eğitimi tarikatlara, gözünü kâr hırsı bürümüş patronlara her gün biraz daha terk etme planınıza karşı, içinde Cumhuriyet ve bilim olmayan gerici müfredatınıza karşı verdiğimiz mücadeleyi de sürdüreceğiz! Birbirimize, okullarımıza, Başöğretmenimizin bizlere emanet ettiği öğrencilerimize sahip çıkacağız! İşimizi yapacak ve size ders vereceğiz!” açıklamalarında bulundu.