ANTALYA’NIN önemli bilim insanlarından Orman Yangınları Ekolojisi Uzmanı Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, kendi sosyal medya hesabından yayınladığı videoda yılbaşı gününe özel olarak ‘Çam’ ağacını ele aldı. Çam ağaçlarından bahsetmeden önce yılbaşına dair yanlış bilinenlere değinen Neyişçi, yılbaşının İsa’nın doğumuyla ilgili olmadığını söyledi. Neyişçi “ İncil'de İsa'nın doğumu için belirlenen yapılan tanımlar Temmuz veya Ağustos aylarıdır. Aşağı yukarı bundan 400 yıl sonra Roma İmpatorluğu Justinianus döneminde Hristiyanlığı kabul ediliyor. Hristiyanlık kabul edildikten 400 yıl sonra İznik'te toplanan bir ‘Hristiyanlık Konsülü’ İsa'nın doğum günü için önemli bir tarih belirleme toplantısı yapıyor. Yani, İsa'dan 400 yıl sonra tesadüfe bakın Roma imparatorluğunda da ‘Saturnalia’ denilen aynen bugünkü yılbaşı gibi kutladıkları kutsal günlerle çakışıyor. Yani Hristiyanlıkla kesinlikle hiçbir alakası yok veya İsa'yla zaten hiçbir alakası yok. Çünkü İncil’dekiyle tutmayan bir tarih” dedi.
‘HRİSTİYANLIĞI KABUL ETTİRMEK İÇİN 25 ARALIK SEÇİLDİ’
Hristiyanların noel için niye 25 Aralık’ı seçtiklerine değinen Neyişçi, “Burada da çok ince bir politik görüş var. Roma İmparatorluğu Pagan bir İmparatorluk. Hristiyanlığı da resmi bir din olarak kabul edince bunu halka kabul ettirmesi lazımdır her zaman yeni bir dini kabul ettirmek yeni bir inanışı kabul ettirmek çok zor olmuştur. Bunun için de Romalılarda çok popüler olan ve 25 Aralık'ta kutlanan ‘Saturnalia’ eğlencelerine, etkinliklerine denk gelen bir tarihi seçiyorlar ki Hristiyanlığın yayılması ve kabul edilmesi çok daha kolay olabilsin diye” ifadelerini kullandı.
YAŞAMA DİRENMENİN SEMBOLÜ: ÇAM AĞACI
Yılbaşı çamlarının genellikle yaprağını dökmeyen ağaçlardan seçildiğini söyleyen Neyişçi, “Bunun anlamı; yaşama direnmek ölüme meydan okumak anlamına da gelir. Onun için işte çam ağacı denmiştir ki aslında Köknar ve Ladin kullanılır. İlginçtir bunların hepsi de konik bir yapıdadırlar ve mısır piramitlerine de benzerler. Mısır Piramitleri de dağlara benzer, onların kenarındaki her üçgende bereketin üremenin gücün sembolü olarak kabul edilebilir. Yani kültürde böyle birbirinin içine geçme birbirini etkileme her sonradan gelenin bir önceki kültürden bir şeyleri ödünç alma gibi bir geleneği vardır” diye konuştu.
‘YILBAŞI HRİSTİYAN KUTLAMASI DEĞİLDİR’
Yılbaşında ağaçların süslenmesinin tarihinden bahseden Neyişçi, “17 yüzyılda ilk defa Almanya'da ağaç süsleme işi başlıyor. Ondan sonra yayılıyor. Çok ilginçtir, o dönemlerden başlayarak bugüne kadar Hristiyan dünyası yılbaşı çamı süslemenin kendi kültürlerinde olmadığını ağırlıklı olarak Pagan yani Roma kültüründen devşirilmiş olduğunu iddia ederler ve bu nedenle karşı çıkarlar. Ama biz de bazıları pek çok konuda olduğu gibi hiçbir bilimsel gerçeği olmadan “Müslümanlıkta yoktur” falan gibi alakasız laflarla anlatmaya çalışıyorlar. Ancak, Türklerin tarihini İncelediğiniz zaman bu tarih sürekli olarak ağaçlarla bitkilerle ilgili olan bir tarihtir ve her zaman ağaçlar kökü toprağın derinliklerine gövdesi gökyüzünün yükseklerine doğru açılır. Ağaçlar hep kutsanmıştır. İstanbul Osmanlı saraylarını gezip İznik çinilerin baktığınız zaman da en yaygın süslemenin ‘Hayat Ağacı’ süslemesi olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz. O da ağaçlar üzerine çaput bağlayıp dilekler dilenmesi ve yılbaşı ağacı arasındaki ilişkiler de benzerdir. O nedenle yılbaşı Hristiyan kutlaması değildir. Hiçbir kültüre doğrudan bağlı olmayan bütün dünya insanlığının hepsinin kendisinde buna ait bir ilişki iz bulabileceği ortak bir kültürel ögedir. Onun için de ister adına ‘Nardugan Bayramı’ deyin ister ‘yeni yıl’ deyin ne derseniz deyin bunun dini tartışmalara ve inanç konusu haline getirilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Hepinizin yeni yılını kutluyorum sağlıklı huzurlu keyifli yıllar olsun” dedi. HABER/ÇİĞDEM KORKAN