İyiyle kötü.
Güzelle çirkin.
Yanlışla doğru.
Liyakatle sadakat.
Haklıyla haksız.
Namuslu ile namussuz.
Sanatçı ile taklitçi.
Ilımlı Müslüman ile dinci.
Vatan haini ile ülkesini seven.
Günümüz Türkiye'sini çok güzel betimleyen bir deyimdir.
'İt izinin at izine karışması!'
Doğru ifadesi de budur. Zira at naif, sadık, sevecen bir canlıdır.
En ağır işi yapar gıkı çıkmaz. Çalışkandır.
Tilki öyle mi, kurnazdır. Kaçak oynar.
O nedenledir ki deyimin doğrusu;
İt izinin at izine karışmasıdır.
Tilki yel gibi hızla gidiyormuş.
Sansar da ardından merakla soluk soluğa yetişmiş, sormuş;
'Neden bu kadar telaşlısın tilki dostum, bir şey mi oldu?'
'Sorma' demiş tilki,
'Yeni bir sefer ilan edilmiş. Yeniçeri ağası eşek, deve, katır topluyormuş.
Ben buralarda duramam gayrı'
'Sana ne oluyor yahu?' demiş sansar.
'Sen at değilsin, deve değilsin, katır değilsin'
'Ah sen durumu hiç bilmiyorsun sansar kardeş' demiş tilki.
'Ortalık toz dumandan geçilmiyor. Kimin ne dediği ne yaptığı belli değil.
Beni bir yakalarlar ise tilkiliğimi ispat edene kadar, post elden gider!'
Ülkemizin bugün içinde bulunduğu durum işte budur.
Bir yanda 'bizden olanlar' diğer yanda 'vatan hainleri'
Öylesine keskin bir çizgi..
Postun elden gitmemesi için yaşama geçirilmesi gereken tek bir şey var;
O da demokrasi.
Demokrasi, emeğe, çalışmaya, alın terine saygıdır.
Demokrasi, akıldır, bilimdir, adalettir.
Demokrasi özgürlüktür.
Demokrasi saygınlıktır.
Saygılarımla..