Ortak direk çöktü!

Rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın seçim propagandası olan Orta Direk kavramı, genellikle burjuva kesimi ile işçi sınıfı ve alt sınıf arasındaki grubu tanımlıyordu. En yüksek geliri alan gurupla, en düşük gelir gurubu arasındaki kesim. Özal’ın amacı orta direği güçlendirmekti, oysa vahşi piyasa ekonomisi zenginleri daha da zengin yaparken bu ekonomiye ayak uyduramayan orta direği yok etti.

Sosyologlara göre, ülkeden ülkeye farklılık göstermekle birlikte Orta Direk iyi bir kavram! Toplanan vergi gelirlerinin önemli bölümü bu kesimden toplanıyordu. Ekonomiyi dengede tutan bir güç yani. Üniversite mezunu, görece yüksek ücret alan ve lüks tüketimde bulunan kişilerden oluşan Orta Direk hem sosyolojik açıdan hem de ekonomik açıdan olmazsa olmaz bir topluluk. Ekonomisi düzgün ülkelerde bu böyle de bizim ülkede öyle değil.

Son yıllarda bizim Orta direğin çöktüğünü görüyoruz. Ayıp değil ya, ben içine düşürüldüğüm durumdan sıkıldım. Kendimden örnek göstereyim;

Örneğin ben birkaç yıl öncesine kadar Orta Direk bir vatandaştım, alım gücüm son 10 yılda giderek azaldı ve dibe düştü, Orta Direk kazanımlarının tümünü kaybettim. Ne bir restorana ne de bir müzik dinletisine gidebiliyorum. Lüks tüketimim olmadığı gibi torunlarıma bayram yaklaştıkça 200’er lira veremeyecek duruma geldiğime üzülüyorum.

Son yıllarda orta gelir gurubunda olan pek çok vatandaşın da düşük gelir grubu ve yoksulluğa doğru itildiğini görüyorum.

Benim de şahit olduğum çok uzun yıllar boyunca bu kesim içinde yer alan yüksek okul mezunu, doktor, mühendis, genel müdür olan arkadaşlarımın çoğu eğlence, kültürel harcamalar, tatil gibi çağdaş yaşam gereklerinin önemli bir bölümünü yerine getiremiyorlar. Oysa bu insanlar tiyatroya giderdi, dışarıda yemek yerlerdi, hatta arabalarını üç dört yılda bir değiştirirlerdi, çocuklarını kolejlerde okuturlardı. O insanlar şimdi özel okul ücretleri yüzde 100 arttığı için çocuklarını ya devlet okullarına vermekteler.

Yağmur gibi gibi yağmaya devam eden zamlar, hele her şeyin fiyatını etkileyen kamu zamları bu şiddetiyle devam ederse Orta direğin büyük çoğunluğunun yoksulluk, hatta açlık sınırının altına düşmesi de kaçınılmazdır.

Bir yerden bir yere gitmenin, yani anayasal bir hak olan seyahat özgürlüğünü gerçekleştirmenin bile lüks hale geldiği, beslenmenin yerini doyma kavramının aldığı ve artık hiçbir şeye hayret edemediğimiz dönemlerden geçiyoruz.

Yoksulluk yayılmakta.

Toplumsal huzur kaçmaktadır.

Dikkat!