DOĞANIN SİHİRLİ YARATIKLARI
Eynif Ovası'nın çimenlerinde, doğanın taze nefesiyle hayat bulan yılkı atları, bambaşka bir hikayenin başlangıcını müjdeliyor. Her yıl binlerce göz, ova üzerinde serpilen bu masalsı tabloya odaklanıyor. Yaklaşık bin yıllık bir geçmişe sahip olan bu vahşi atlar, özgürlükleri ve vahşi güzellikleriyle adeta birer efsane.
YILKI ATLARI VE İBRADI
İbradı ilçesindeki bu özel coğrafya, yılkı atlarıyla birlikte adeta bir kuytuda saklı bir mücevher gibi parlıyor. Turistlerin ilgisini çeken bu muazzam yaratıklar, sadece doğanın değil, aynı zamanda tarih sayfalarının da derinliklerinden gelmekteler. Osmanlı dönemine kadar uzanan soy ağacıyla, bu atlar, sürüleriyle birlikte İbradı'nın topraklarında özgürce dolaşıyor.
BELGESEL KAMERASININ ARDINDA
Bilkent Üniversitesi İnsan Bilimleri ve Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Ali Turan Görgü, bu eşsiz hikayeyi bir belgesel serisi aracılığıyla dünyaya sundu. "Altaylardan Anadolu'ya" adını taşıyan belgesel dizisinin ikinci bölümünde, kamerasını yılkı atlarının üzerine çevirerek, izleyicileri bu benzersiz dünyaya davet eti.
DOĞANIN RİTMİ: YILKI ATLARININ ÇAĞRISI
Eynif Ovası'nda her yıl binlerce yılkı atı, doğanın kendi ritmini oluşturuyor. Yavru atlarının oynaması, koşuşturması, özgürlükleriyle dans etmeleri, bölgeye gelen turistlerin gönlünde ayrı bir yer ediniyor. Yılkı atları, adeta Anadolu'nun derinliklerinden gelen bir çağrının taşıyıcısı.
Eynif Ovası'nda yaşayan yılkı atları, sadece bir belgeselin konusu değil, aynı zamanda Anadolu'nun tarihini, doğasını ve özgürlük mücadelesini simgeliyor. Yıllar boyunca sürdürdükleri yaşam dansı, bu topraklara özgü bir destanın parçası haline gelmiş durumda. Her yıl, kameralar bu doğal sahneyi kaydederek, yılkı atlarının öyküsünü dünya ile paylaşıyor. Eynif Ovası ve yılkı atları, bütün bir coğrafyanın kucaklayan kollarıdır; zamanın ötesinde, doğanın kalbinde… Haber/Erendiz ÖZKURT
