ANTALYA Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'in haberine göre, Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, Milli Eğitim Bakanlığı’nın proje okullarına yaptığı son öğretmen atamalarının, sadece liyakat ilkesini değil aynı zamanda öğretmenlerin aile bütünlüğünü de yok saydığını belirtti. Özellikle bazı sendikalar aracılığıyla belirlenen isimlerin görevlendirilmesinin, diğer öğretmenler için adeta bir cezalandırma anlamı taşıdığına dikkat çeken Öztürk, “Bu atamalar bir tercih değil doğrudan sürgündür” dedi.
ATAMA DEĞİL SÜRGÜN
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 8 Nisan’da açıkladığı proje okullarına öğretmen atama sonuçları Antalya’da büyük tepki topladı. Eğitim Sen, yapılan atamaların siyasi ve sendikal bağlantılara göre şekillendiğini, yüksek puanlı pek çok öğretmenin ise sistem dışına itilerek norm fazlası ilan edildiğini söyledi. Eğitimciler, bu süreçte öğretmenlerin kendi iradesi dışında başka ilçelere gönderilmesinin, aile yaşamını ve çalışma barışını doğrudan tehdit ettiğini vurguluyor. Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, yaptığı açıklamada, “Proje okullarında yapılan bu son atamalar, öğretmenlerin emeklerini ve başarılarını yok sayan, keyfiyete dayalı bir tercihin ürünüdür. Liyakat tamamen rafa kaldırılmış, yerine sendikal referanslar ve siyasi yakınlık geçirilmiştir” ifadelerini kullandı. Öztürk, birçok öğretmenin kendi isteği dışında görev yerinin değiştirildiğine dikkat çekerek, “Özellikle bazı sendikaların işaret ettiği isimler bu atamalarda öncelikli hale getirilmiş, diğer öğretmenler ise ailesinden koparılarak başka ilçelere zorla gönderilmiştir. Bu uygulamalar açıkça cezalandırma ve sürgün anlamı taşımaktadır” dedi. Antalya’da bazı öğretmenlerin puanı yüksek olmasına rağmen görevlendirme yapılmadığını, yerine düşük puanlı başka isimlerin tercih edildiğini söyleyen Öztürk, “Birçok arkadaşımız norm fazlası ilan edilerek adeta boşta bırakılmıştır. Muratpaşa’da derslikler dolu diyerek öğretmeni dışlayan sistem, Kepez ya da Korkuteli’nde açığı bahane edip resen tayinle yönlendirme yapıyor” diye konuştu. Öztürk son olarak, Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitimi bilimsel ve laik temellerden uzaklaştırarak belirli cemaat ve tarikat yapılarına göre şekillendirdiğini ifade ederek, “Bu ülkenin çocukları, eğitimde fırsat eşitliği yerine ideolojik kadrolaşmanın kurbanı haline getiriliyor” diyerek sözlerini tamamladı.