ANTALYA’ da bulunan Phaselis antik şehrinin 1. derece arkeolojik sit alanı olarak korunan 2 koyunda, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen ve yürütmeyi durdurma kararına rağmen devam eden proje, bölgedeki canlıları olumsuz etkiliyor. Birçok sivil toplum kuruluşu, mahkemenin ‘durdurma kararı’na rağmen devam eden çalışmalara caretta carettalar ve endemik bitkilere zarar verdiği gerekçesi ile karşı çıkıyor.

Phaselis’de gerçekleşen inşaat sürecine yönelik Phaselis Koruma Çalıştayı üyelerinden Deniz Soyarslan, “Burası caretta carettaların yumurtlama potansiyeli olup geceleri karanlık olan bir alan, çalışmalar caretta carettalar için olumsuz şartlar oluşturabilir” dedi.

 

CARETTA CARETTALAR İÇİN ENDİŞE


Antalya coğrafi yapısı bakımından ekolojik çeşitliliğiyle öne çıkan bir şehir olma niteliğine sahip.  Şu anda projenin gerçekleştirildiği sahil, tarihi geçmişinin yanısıra  Antalya'daki nesli tehlike altında olan caretta carettaların da en önemli yuvalama alanlarından olma özelliği taşıyor.

Bölgede Mayıs ortasından itibaren yuvalama yapması beklenen nesli tehlike altındaki deniz kaplumbağası caretta carettalar için endişe ediliyor.

Caretta carettaların yumurtlama döneminden sonra ilk yavruların, Ağustos ayının ortasında çıkması bekleniyor. Yumurtalarını gece kumsallarda açtıkları çukurlara gömen caretta carettaların bir defasında yaklaşık olarak 100 ile 200 arasında yumurta bıraktığı biliniyor.

Türkiye'de belirlenen toplam 22 yuvalama kumsalının 9'u Antalya sahillerinde yer almakla beraber bu 9 sahilin içerinde şu anda inşaat çalışması yürütülen alan da yer alıyor.

Phaselis’de gerçekleştirilen bu çalışmalar sonucunda nesli tükenmek üzere olan deniz kaplumbağalarının çevresel faktörlerden zarar görmesi adına endişe duyuluyor.

ENDEMİK BİTKİLER DE ZARAR GÖRÜYOR

Toros dağlarının batı ve orta kesimleri endemik bitkiler için oldukça önemli bir alan. Dünya’da sadece Antalya’nın bulunan antik kentlerde yetişen endemik bitkilerden biri ise Phaselis antik kentinde yer alan Burçak. Phaselis, yalnızca doğal ve tarihi değerleri, denizi ve kumu ile değil aynı zamanda endemik bitkileri ile de dikkatleri üzerine çeken bir alan.

Burada hız kesmeden gerçekleştirilen betonlaşma süreci ise endemik bitkiler için büyük zarar teşkil ediyor.

Phaselis Koruma Çalıştayı üyelerinden Deniz Soyarslan, süreci şu şekilde anlattı: “Kepçeler kumsalın üstünde yoğun çalışma içerisinde, gözlerimizin önünde ağaçlar ve bitkiler zarar görüyor. Arkeologlara bu durumu ilettiğimizde biz bir tek arkeolojik kalıntılarla ilgileniriz ekolojist değiliz orada arkeolojik kalıntı yok diyorlar.” HABER/BUSE ER

Editör: Uğur Keskin