ANTALYA Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'in haberine göre, Phaselis’te yapılaşmaya izin veren Koruma Bölge Kurulu kararına dayanılarak yapılan ihalenin iptali için açılan davada bilirkişi raporu geldi. Bilirkişi raporu projenin mevzuata aykırı olduğunu belirtti. Karar sonrası Mimarlar Odası Antalya Şubesi, konuyla ilgili bir açıklama yaparak davacılar ve halk adına beklentilerinin, mahkemenin bilirkişi heyeti raporunu esas alarak projenin iptali yönünde karar verilmesi olduğunu belirterek, “Yine haklı çıktık” ifadelerine yer verildi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan ihale alan özel şirket, 1’inci Derece Arkeolojik Sit Alanı içinde olan Phaselis’te Alacasu ve Bostanlık koylarında 2 halk plajı projesinin inşaatına şubat ayında başlamıştı. İnşaat çalışmalarına karşı bazı çevre örgütleri ve meslek odaları, içerisinde büfe, kafe, tuvalet gibi ünitelerin bulunduğu 2 halk plajı projesinin iptalini istemi üzerine dava açılmıştı. Yapımı büyük ölçüde tamamlanan halk plajları için proje izni ve ihaleye karşı mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı verdiği 2 davada bilirkişi incelemesinin ardından raporlar çıktı. Bilirkişi raporlarında, biyoçeşitlilik ve 1’inci Derece Arkeolojik Sit Alanları’nın bu durumdan olumsuz etkilenebileceği yönünde görüşe yer verildi.

ÖZEL HABERİMİZİN FOTOĞRAFLARI (2)

Bostanlık ve Alacasu koylarında yapımı büyük ölçüde tamamlanan halk plajları için bilirkişi incelemesinin ardından raporlar da çıktı. Mahkemeye sunulan 65’er sayfalık 2 ayrı bilirkişi raporu sonrasında Mimarlar Odası Antalya Şubesi bir açıklama yaparak, “Odamızın ve davacı vatandaşların iptal istemiyle açtıkları dava dilekçesinde belirtilen iptal gerekçelerinin haklılığı bir kez daha ortaya koyduğu çıktı. Bilirkişi raporunda, dava konusu alanda bulunan günübirlik tesis alanlarının, elektrik trafo ve yönetim binası, mescit, tuvalet, günübirlik tesis ve açık sergi alanı yapılarının tamamının sahil şeridinde kaldığı, önerilen fonksiyonların yapı yasağı olan sahil şeridinde olması nedeniyle ‘Kıyı Kanunu’ hükümlerine aykırı olduğu belirtilmiştir. Raporda, dava konusu projelerin yer aldığı koyların, barındırdığı ulusal ve uluslararası ölçekte değere sahip biyoçeşitlilik, endemik türler, bozulmamış habitatlara sahip olması, özgünlük, güzellik ve enderlik özellikleri arz etmesi gibi huşulardan ‘Doğal Sit’ özelliklerini de gösterdiği açıkça belirtiliyor. Alanların flora ve fauna açısından barındırdığı ulusal ve uluslararası ölçekte biyoçeşitliliğe sahip olduğu da vurgulanan raporlarda, yerel ve endemik türlere habitat oluşturduğu, alanların genel anlamda biyotop oluşturacak hacme ve bütünselliğe sahip olduğu dile getirilerek, iptali için karar vermişlerdir” denildi.

Açıklamanın devamında, “Koyların, turistik ve rekreasyonel amaçlı kullanılan kısımlarında, insan kullanımına bağlı kirliliğin oluştuğu da belirten bilirkişi raporlarında, turistik ve rekreasyonel amaçlı kullanımlar sonrasında çevreye dağılan şişe ve benzeri parlak cisimlerinin koruma altında bulunan alanda yangına neden olma potansiyelinin yüksek olduğu kaydedildi. Ayrıca tesis ve yolların turistik kullanım arttıracağı bununda koruma altındaki koyların doğal alanlarında öncelikle delinmelere neden olacağı dikkat çekilmiştir. Akabinde delinen alanların kullanımlar nedeniyle daha da genişleyerek parçalanmaya neden olacağı, bu şekilde parçalanan alanlarda öncelikle daralmaların akabinde yıpranma ve yok olma tehdidinin bulunduğu kaydedildi. Raporda ayrıca gerek yerel, gerek endemik türlerde, tür çeşitliliğinin azalmasına neden olabileceği belirtiliyor. Kapasitesinin üzerinde misafir ağırladığı, mevcut destek ünitelerinin yetersiz kaldığı ve 1’inci Derece Arkeolojik Sit Alanlarının bu durumdan olumsuz etkilenebileceği, kanaatlerine ulaşılmıştır. Tüm bunların neticesinde mahkemenin bilirkişi heyeti raporlarında da belirtildiği gibi alanın geleceği adına karar esas alınarak bölgedeki çalışmalar durdurulmalı ve eski haline getirilmelidir” açıklamalarına yer verdi.

Kaynak: ANTALYA EKSPRES GAZETESİ