Piyasaların merakla beklediği faiz kararı açıklandı. Buna göre, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası 7. kez art arda politika faizini yüzde 50’de sabit bıraktı. Ekonomi İş Geliştirme ve Planlama Derneği (EKİPDER) Başkanı Reşat Güney ise enflasyonun sebebinin tek başına Merkez Bankası’nın politika faizi olmadığını söyledi. Başkan Reşat Güney enflasyondan, ekonomik beklentilere, faizlerden, kredilere kadar birçok konuda bilinmeyenleri Ekspres’e anlattı.
FAİZ DÖVİZ GİRDİSİ İÇİN DÜŞÜRÜLMÜYOR
Ekonomi İş Geliştirme ve Planlama Derneği (EKİPDER) Başkanı Reşat Güney Merkez Bankası’nın sabit bıraktığı faiz kararı hakkında, “Merkez Bankası uzun süredir faizi sabit bırakıyor. Faizi düşürmüyor. Madem enflasyonun sebebi faiz ise, faizleri düşürün gitsin. Ancak döviz girdisi sağlamak için faizi düşürmüyorlar. Avrupa’dan bir kişi kendi ülkesinde yüzde 5’lerde olan faize parasını yatırmıyor. Yüksek faiz getirisi olduğu için parasını Türkiye’ye getiriyor. Bu da hükümetin döviz ihtiyacını karşılayan bir durum oluyor. Dolasıyla faizler düşürülmüyor ki, döviz girişi devam edebilsin” ifadelerini kullandı.
AHMET’E VERİYORDUK, ŞİMDİ JONH’A VERİYORUZ
Hükümetin döviz ihtiyacını karşılamak için daha önce Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemini hayata geçirdiğini anımsatan Güney, “O zaman vatandaşın cebindeki dövizi alarak ihtiyacı olan dövizi sağlayan hükümet, bunun karşılığında dövizini aldığı vatandaşa faiz ödüyordu. Şimdi ise yine döviz ihtiyacından ötürü faizi düşürmüyor. Elindeki dövizin karşılığı 100 milyon TL olan yabancı bir kişi parasını faize yatırıp 150 milyon TL elde ediyor. Sonra 150 milyon TL’yi Türkiye’de dövize çeviriyor. Bu kadar karı ülkesindeki bankada yapamıyor. Çünkü ülkesinde faiz yüzde 5’lerde. Bizde ise yüzde 50’lerde. Dolayısıyla, Dolar ve Euro’da da afaki zıplamalar olmadığı için yüzde 50 faiz ile işlettiği parasını sürecin sonunda büyük bir kar marjı ile çekiyor. Burada parasını Türk bankasında işletip faizi ile çeken yabancı vatandaşın faizini kim ödüyor? Biz ödüyoruz. KKM’de de biz ödüyorduk. Yani eskiden Ahmet’e veriyorduk, şimdi John’a veriyoruz. Döviz ihtiyacını karşılamak için uygulanan sistemin şekli değişti ancak amacı ve sonucu aynı kaldı ” dedi.
KREDİ MUSLUKLARI UZUN SÜRE DAHA AÇILMAYACAK
Uzun süredir iş ve ekonomi dünyasının dert yandığı kredi ve nakit paraya ulaşım konusundaki sıkıntıların önümüzdeki aylarda sona ereceğine yönelik söylemler ile aynı fikirde olmadığını vurgulayan Başkan Reşat Güney, “Ben kredi faizlerinin uzun bir süre daha düşüş eğilimine girmesini beklemiyorum. Ancak önümüzdeki yılın son aylarına doğru bir düşüş başlayabilir. Kredi faizlerinin düşmesi için en yakın tarihi 2025’in ikinci yarısı olarak görüyorum. Dolayıyla bahsi geçen tarihlere kadar gerek firmaların gerekse bireylerin kredi kullanımı şimdiki gibi zor olmaya devam edecek” diye konuştu.
2025 DAHA ÇOK ACI VERECEK
Başkan Güney, firmaların yüksek faiz sebebiyle bankalardan kredi alamadığı için yurt dışından döviz yolu ile borçlandığını söyledi. Bu durumu rakamlar ile de açıklayan Reşat Güney, “Ağustos sonu itibarıyla özel sektörün yurt dışından sağladığı kredi borcu, 2023 yıl sonuna göre 11,2 milyar dolar artarak 175,4 milyar dolara ulaştı. Uzun vadeli borçlar 8,6 milyar dolar artarak 163,6 milyar dolara, kısa vadeli borçlar ise 2,6 milyar dolar artarak 11,8 milyar dolara çıktı. CDS’lerin düşmesi ve kredi notlarındaki artışlar yurtdışı borçlanmayı kolaylaştırdı. Büyük firmalar nakit kullanımı için kredi faizlerinden dolayı bankalardan kredi çekmiyor. Çok daha düşük olan faizler nedeniyle yurt dışından borçlanma yoluna gidiyorlar. Ancak bu kredilerin ödemesi önümüzdeki dönemlerde başlayacak. Dolayısıyla yurt içinde hükümetin bin bir çaba ile toplamaya çalıştığı döviz ile borçlanan firmalar borçlarını döviz ile ödemek durumunda kalacak. Bu da ekonominin daha kötü bir hale sürükleneceğini gösteriyor. Öyle ki, ortalama bir vatandaş şu an ayda bir kez dışarıda yemek yiyebiliyorken, önümüzdeki yıl 6 ayda bir dışarıda yemek yiyebilecek hale gelecek. Maalesef durum bu” diyerek sözlerini sonlandırdı.