ÖZEL HABER

Ruh sağlığımız bozuluyor!

Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu'nun bir projesi olan Dünya Ruh Sağlığı Günü, ruh sağlığı ve ruh hastalıklarının toplumda farkındalığını ve anlaşılırlığını artırmak amacıyla 1992 yılından bu yana her yıl 10 Ekim'de kutlanmaktadır

DÜNYA Sağlık Örgütü’nün tanımına göre sağlık; sadece hastalık ve sakatlık halinin olmayışı değil, kişinin bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik halinde olması anlamına geliyor. Bu tanımda da açıkça belirtildiği gibi ruh sağlığı, sağlığın ayrılmaz bir parçası, bireyin ve toplumun iyilik hali ve etkili işleyişi için esas. Bu nedenle toplumun ruh sağlığını güçlendirmek için tıpkı bulaşıcı hastalıklar, kalp sağlığı konusunda alınan önlemler gibi önlemler almak gerekiyor. Dünya Ruh Sağlığı Günü 1992’den beri her yıl 10 Ekim tarihinde kutlanıyor. Belirlenen tema çerçevesinde yeni neslin ruh sağlığının korunması ve güçlendirilmesi konusunda farkındalık yaratmayı, uzun vadeli çalışmalarda ise gençlerin dayanıklılığını arttırmayı ve önlenebilir ruhsal hastalıkları önleme hedefleniyor.

ÇALIŞMA HAYATINDAKİ EŞİTSİZLİK RUH SAĞILIĞINI BOZUYOR

Haziran 2022’de yayınlanan Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Dünya Ruh Sağlığı Raporu’na göre, 2019 yılı itibarıyla ruhsal bozukluğu olan bir milyar kişi arasında, çalışma çağındaki yetişkinlerin yüzde 15’i ruhsal bozukluk yaşadı. Çalışma, ayrımcılık ve eşitsizlik dâhil ruh sağlığını olumsuz etkileyen daha genel sosyal sorunların şiddetini artırıyor. Zorbalık ve psikolojik şiddet ‘mobbing’ olarak da bilinen, ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkisi olan işyerinde tacizlere ilişkin temel şikâyetler arasında yer alıyor. Öte yandan, çalışma ortamında ruh sağlığını tartışmak veya açıklamak dünya genelinde hala bir tabu olmaya devam ediyor.

RUH SAĞLIĞI EVRENSEL BİR İNSAN HAKKIDIR!

Dünya Ruh Sağlığı Günü’nde her yıl bir tema belirlenir ve çeşitli kutlamalar düzenlenir. Bu yılın teması ‘Ruh Sağlığı Evrensel Bir İnsan Hakkıdır!’. Türkiye Psikiyatri Derneği, bu yılın temasına değindi. Dernek, “Ruh sağlığı evrensel bir insan hakkıdır ve bu hak görmezden gelinemez. Ruh sağlığının korunması ve geliştirilmesi bireyin ötesinde toplumsal yaşamda süregiden eşitsizliklerle, barınma, eğitim, çalışma gibi diğer haklara gerektiği şekilde erişememekle, kişinin kimliği nedeniyle ayrımcılığa, dışlanmaya, şiddete maruz kalmasıyla riske atılmaktadır. Bu toplumsal etkenler toplumsal yapı, kurum, kural, işleyiş̧ ve normlarla ilişkilidir. Başta yöneticiler olmak üzere tüm toplum kesimlerinin söylem ve eylemlerinde ruh sağlığını korumaya öncelik vermesi, olası olumsuz sonuçlardan kaçınması önemli bir adımdır. Ruh sağlığının evrensel bir insan hakkı olduğunu sürekli bir biçimde gündemde tutabilmeliyiz. Aksi halde kişiler ruh sağlığı sorunlarını gizlemeye çalışacak, sorunlar büyüyecek ve sorunların büyümesi büyük olasılıkla iletişimi zorlaştıracaktır. Aksi halde toplumun önemli bir kesimi ruh sağlığını olumsuz etkileyen etkenlere artan şekilde maruz kalacak ve bu krizin yönetiminin çok önemli toplumsal maliyetleri olacaktır” ifadeleri kullanıldı. HABER/ÇİĞDEM KORKAN