Onu Gençlerbirliği formasıyla ilk gördüğümde “Bu nasıl futbolcu?” yorumu yapmıştım. Karşılaşmanın başlamasıyla birlikte futbol bilgimden ve ön yargımdan utandım.
Adam bizim defansı hallaç pamuğu gibi attı.
Allah’tan o maçta çabuk yoruldu tükendi.
Bizim takım 1-0 gerideyken yine fırladı yorgunluktan gol vuruşunu iyi yapamadı. Ardından biz golü bulduk ve günü lehimize çevirdik.
Yanımda kim vardı hatırlamıyorum ama yaptığım yorum dün gibi aklımda” Bu nasıl bir adam, 5 kilo verse Türkiye’de hatta Avrupa’da 1 numara olur” demiştim.
Sanırım o dönem iyi çalışmadı ya da Gençlerbirliği ile kimyası tutmadı.
Ligin sonuna kadar idare etti ama yine de lige damga vuran isimlerden birisi oldu.
El Kabir’in şu ana kadar en uzun oynadığı takım İsveç liginde Hacken. Türkiye’de Gençlerbirliği’ndeki performansı da iyi 30 maç 11 gol. Suudi Arabistan’da ise 40 maçta 16 gollük performansı var.
Şimdi Antalyaspor’da Bu takıma katkısı ne olur anlatayım.
Öncelikle çok süratli ve güçlü. Kolay kolay düşmez son vuruşlarda becerisi yüksek.
Kanat oyuncusu sıkıntısı çeken Antalyaspor’a özellikle deplasman maçlarında ilaç olur.
Hele birde Rıza Çalımbay’ın elindeyse çok daha iyi olacak.
Başkan Türel’in sloganını kullanacak olursak “Rüzgarın oğlu El Kabir Antalyaspor’a iyi gelecek”