GÜNDEM

SABİM iş bırakma eyleminde

Hekim Birliği Sendikası’nın önderliğinde 21 STK’nın katılımı ile kurulan Sağlık ve Sosyal Hizmet Birlik ve Mücadele Platformu (SABİM) üyeleri önceki iş bırakma eyleminin ikinci gününde Akdeniz Üniversitesi Hastanesi B Blok önünde basın açıklaması gerçekleştirdi

SAĞLIK ve sosyal hizmet kolunda görev yapan 21 STK’nın katılımı ile kurulan Sağlık ve Sosyal Hizmet Birlik ve Mücadele Platformu (SABİM) 1-2 Ağustos tarihlerinde sağlıkta şiddetin önlenmesi, mali haklar, özlük hakları, çalışma koşuları ve liyakat olarak belirlenen 5 temel taleplerinin karşılanması amacıyla başlattıkları iş bırakma eyleminin ikinci gününde Akdeniz Üniversitesi Hastanesi B Blok önünde basın açıklaması yaptı.

Antalya Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'in haberine göre E blokta bir araya gelen SABİM üyeleri ıslıklar ve sloganlar eşliğinde hastane içerisinde yürüyüş yaptı.  Çalışanların protestosuna zaman zaman muayene olmak için gelen vatandaşlarda destek verdi. B Blok önünde basın açıklaması yapan  SABİM üyeleri adına konuşan Hekim Birliği Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Özgür Cengiz, toplu sözleşme taleplerinin belirlenerek, platformun büyük çoğunluğunun katılımıyla 1-2 Ağustos’ta ülke genelinde iş bırakma kararı aldıklarını söyledi

Açıklamayı okuyan Hekim Birliği Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Özgür Cengiz, sağlıkta şiddeti engellemek için sadece kanunların yeterli olmadığını hatırlatarak, “Tırnak makasıyla AVM’lere dahi girilemeyen bir zamanda, silahla polikliniğe girip sağa sola ateş edebilen kişilerle iç içeyiz. Şiddetin gölgesinde hizmet üretmeye çalışırken, her an bu silahtan çıkan bir kurşunla, hatta başımıza indirilen bir oksijen tüpüyle, gelecek bir bıçak darbesiyle ölebiliriz. Rant alanına dönüştürülen ve kışkırtılan sağlık talebi, saygının yok edilmesi, eksik istihdamla verilmeye çalışılan hizmet, sanal kuyruklar, 5-10 dakika muayene süreleri, şiddeti üreten, bu sistemin ta kendisi, biliyoruz” dedi. Çeşitli kalemler altında ödenen ve emekliliğe yansıtılmayan ek ödemelerle avutulduklarını ifade eden Cengiz, “Gerçek enflasyon karşısında bizlere sadece %17,5 zam reva görülürken, emekliliğimize yansımayan seyyanen zam ile eğitimli olmak cezalandırılıyor ve mezarda emekliliğe mahkûm ediliyoruz” dedi.

Cengiz, sağlık ve sosyal hizmet kolunda görev yapan çalışanların alım gücünün hızla azaldığını aktararak,  “Fazla çalışma ücretimiz, iş hukukuna göre normal mesaimizin 2 katı olması gerekirken, yarısından az alıyoruz.Çocuklarımız için sağlıklı beslenme koşullarını sağlayamıyoruz, eğitim masraflarını, kiramızı bile ödemekte zorlanıyoruz. Uluslararası aile hekimliği uygulamaları ile ilgisi olmayan düzenlemeler, yetersiz aile sağlığı merkezi gider ödemeleri, yetersiz aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı sorunu çözülmüyor, düşük tavan katsayısı ve destek ödemesi ile aile sağlığı çalışanları yok sayılıyor ve birçok angarya iş yükü ile 85 milyon vatandaşın koruyucu sağlık hizmeti ihmal ediliyor. 2010 yılında büyük umutlarla başlayan aile hekimliği uygulaması, aslında uygulamanın kendisi değil sistem içinde emek verenler sayesinde büyük başarılar elde etmiştir.  Fakat yıllar içinde görülmüştür ki liyakatsiz eller sebebiyle her geçen gün geriye gitmiş ve geriye gitmeye devam etmektedir” dedi.

Yaşanan sıkıntılaran artarak devam ettiğini dile getiren Genel Başkan Yardımcısı Özgür Cengiz, “Hekimlerimiz, hemşirelerimiz, ebelerimiz, teknikerlerimiz, teknisyenlerimiz; genel idari, teknik ve yardımcı hizmetler sınıflarındaki çalışanlar gibi sağlık ekibinin hiçbir üyesi artık nefes alamıyor. rtık göğsümüzü gere gere hekimim, hemşireyim, ebeyim, sağlık çalışanıyım demeyi geçtik, çalışanlar olarak memurum demekten utanır hale geldik. Ayrıca, Sarı-Sen’inToplu Sözleşme Teklifinde ileri sürdüğü, dayanışma aidatını, sendikal ikramiyenin barajlara bağlanmasını, Yetkili sendika tarafından kullanılan ve ayrımcılığa yol açan tabip dışı ifadesini kabul etmiyoruz. Biliyoruz ki, sağlık, en temel haktır. Sağlık hizmetleri bir ekip işidir ve bir bütündür. Ülkemizde oluşacak ideal sağlık sisteminin en büyük destekçisi olan bizler, hastalarımızın nitelikli tedavi olma, bakım alma ve iyileşme hakkını savunduğumuzun bilinmesini arzu ediyoruz. Pandemide, depremde ve her türlü zorlu şartta halkımıza ve hastalarımıza verdiğimiz fedakârca hizmetin unutulmamasını bekliyoruz” diye konuştu.