Süper Lig’de artık son nefesteyiz.
Ligde 5 hafta kaldı, Antalyaspor ise Hatayspor maçını hükmen kazanacağı için 4 mücadelede sahaya çıkacak.
Ligin üstü de altı da bir o kadar karışık durumda.
Yukarıda zirve yarışı devam ederken, alt sıralarda da henüz her şey netleşmiş değil.
Artık ligde her maç önemli, her maç final niteliğinde.
Ve böylesi final maçlarında sahaya çıkan takımlar doğal olarak MHK’den, TFF’den ve hakemlerden endişe ediyorlar.
Çünkü güvenmiyorlar.
Peki böylesi bir ortamda MHK ve TFF ne yapıyor?
Antalyaspor-Beşiktaş maçına Mete Kalkavan’ı atıyor.
İşte o Mete Kalkavan da Cumartesi günü görevini yerine getiriyor.
Antalyaspor’u ufak ufak doğruyor, tüm takdir haklarını Beşiktaş’tan yana kullanıyor.
84. dakikada Antalyaspor’u 10 kişi bırakıyor ve maçı bir takımdan alıyor diğer takıma veriyor.
İnanın aynı pozisyonda Beşiktaşlı bir oyuncu olsaydı eminim o sarı kart değişmez, Var da uyarmazdı.
*****
Peki bu kaçıncı Mete Kalkavan kazası?
Bir değil, iki değil, üç değil…
Bunlara rağmen Mete Kalkavan halen Türkiye’de sahaya çıkıp maç yönetebiliyor ve halen Antalyaspor maçlarına atanabiliyor.
Çünkü masada güçlü değiliz…
Türk futbolunda sahada güçlü olduğunuz kadar masada da güçlü olmak zorundasınızdır.
Antalyaspor ne yazık ki masada güçlü olamıyor.
Böyle olunca da TFF ve MHK dalga geçer gibi Mete Kalkavan’ı böylesi kritik bir maça atayabiliyor.
Peki Antalya’dan TFF’ye giden isimler ne yapıyorlar?
İnanın bu sorunun yanıtını ben de çok merak ediyorum.
Geçmişte, “Ben temsil ettiğimiz kulübün haklarını korumak için buradayım” diyen isimleri görmüştük.
Antalya’dan gidenler ise her ne hikmetse ‘adalet ve tarafsızlık’ üzerine duruyorlar.
Şayet Antalyaspor’un hakları göz göre göre gasp ediliyorsa ve sizler orada sessiz kalıyorsanız gerçekten yazık.
Sadece makam, mevki ve koltuk uğruna orada oturmayın.