Kendimizi daha iyi hissetmek yolunda gösterdiğimiz çabanın, tüm zamanlar için olumlu etkileri var bana göre. İnsan ruhu konusunda uzmanların yazdığı kitapları okumak, klasik müzik dinlemek, el becerisi gerektiren işlerle uğraşmak her zaman iyi gelir. Bizim birey olarak iyi hissetmemiz, çevremize de yansıyacağı için negatif duygulardan uzaktır olduğumuz her yer.
Normal hayatlarımıza dönemiyoruz bir türlü. Üzülmekten, dua etmekten başka elimizden bir şey gelmezken bir de korkular ekleniyor günbegün. Madem yaşadığımıza şükrediyoruz, aldığımız her nefesin hakkını vermeli o halde.
Mesela, televizyonu açmak ya da facebook sayfasına bakmak yerine, Mozart dinleyerek güne başlayalım. Her gün bir ressamın en az bir tablosunu inceleyelim. Korkmadan dışarı çıkabiliyorsak, çevrede ne kadar sergi, müze varsa, her hafta onlardan birini gezelim. Teknolojinin beynimize hükmetmediği zamanlarda, sanatçıların nasıl eserler bıraktığını görelim. Tarih öncesi çağları okuyup öğrenelim.
Sanat iyileştirir.
Her gün en az bir saat müzik dinleyerek zihninizdeki farkı görebilirsiniz.
Doğa iyileştirir. Çünkü doğa da bana göre tartışmasız en büyük sanat eseridir. Yaratıcımız bize böyle şahane bir eser sunmuşken onu ihmal etme hakkımız yok. Her sabah bir saat erken kalkıp (normal saat düzeninde) bir saat yürüyüş süresinde, günün “sorun” dediğiniz tüm dertlerini çözebileceğinizi fark edin.
Hayat çok kısa, aldığımız her nefesin paha biçilmez değerini unutmayalım. Küsmeden, kırmadan, her birimizin yaşam hakkına saygı duyarak, gülümseyebilmenin kıymetini unutmadan yaşayalım.