1977 yılında TRT’de gösterilen Them Man and the city dizisiyle birlikte bizim kuşağın bir çoğu dizideki Tom Alcala gibi belediye başkanı olmaya heveslendi.
Daha devrim günleriydi. Ülkede bir çok şeyi değiştirecektik!..
Her şey insan odaklıydı o yıllarda.
Bu günkü söylemler gibi değil.
Komşusunu ıskalayan zihniyetin hizmetlerine ‘İnsan’ı koydum diye konuşması boşa lakırtı dır.
Bizim hayallerimizde belediye başkanı Anthony Quinn gibiydi.
Herkesin dostu arkadaşı.sabahın ilk ışıklarıyla yola koyulan başkan elindeki çörekle naradaysa her ele her yüreğe dokunur geçerdi.
Sonraları Türkiye’de biraz başarıl olan belediye başkanları dizideki Anthony Quin’e benzetildi.
Tabi 77’lerin dünyası ile bugün aynı değil.
Bizim ülkemizde bile çok değişti.
Ama ilçeler bir taraftan kentleşirken sanki o kasaba kültürünü de yaşatmalı gibi düşünüyorum.
Bunu yapabilecek küçük ilçelerimiz var.
Bırakın Metropol şehirlerini, Döşemealtı ve Aksu gibi ilçelerimizde sanki bunu başarabilir belediye başkanları.
Ama nerde!...
Daha geçen ay Muratpaşa belediyesinin önünde bir baba kendini yakarak canına kıydı.
Geride içimizi acıtan bir hayat hikayesi bırakarak.
Sebep işsizlik.
Daha önceki gün Döşemealtı Belediyesinde pompalı tüfekle dehşet dakikaları yaşattı vatandaşın birisi.
Sebep oradan oraya sürülmek.
Hani Ak partili Büyükşehir belediyesinde yaşanıyordu bu sürgünler.
Demek ki, CHP’li belediyelerde de işçilerle, memurlarla sorunlar var.
Belediyelerin önünde kendini yakacak, pompalı tüfekle belediye başkan yardımcısının makamını basacak kadar da ciddi…
….
Dün Akdeniz Sanayi sitesinde esnafla buluşan Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’i dinledim biraz.
Sabah kahvaltısını esnafla birlikte yaptı başkan Türel. Simit, peynir yumurta…
Ben emekçi esnafı çok severim. Bileğiyle , emeğiyle çalışanı.
Keserle, çekiçle, yağla, pasla, tozla…
Kimi tamir ettiği motorun altından çıkmış gelmiş, tulumuyla.
Yanımda bir mobilya ustası oturuyordu. Saçlarında talaş tozu, iş önlüğünün cebinde bir kurşun kalem…
Ustalar vardı, kalfalar, çıraklar.
Elleri nasırlı, tırnaklarının içi doluydu ama saçlarını taramayı ihmal etmemişlerdi ya bayıldım.
…
Başkan Türel salona giriş ve çıkışında bir çoğuyla kırk yıllık dost gibiydi.
Tanışıyor, biliyor…Bir çoğuyla baba dostu. Amca Suphi Türel atmış bu sanayinin temelini. Hatırı var, buradaki dükkanlarından evlerinin nafakasını götürenlerle.
Türel’in konuşmasının bir ucu Akdeniz Sanayi sitesinde. Öteki ucu Expo’da, Boğaçay’da.
Devletin Antalya’ya katrilyonluk yatırımları yanında yabancı yatırımcının Antalya sevdasında.
……………….
Bakın haftaya Berlinde turizm fuarına katılacak bir hafta sonra ecdat topraklarında Bosna’da Antalya adına yurt temeli atacağız. Mayıs sonunda bir dünya zirvesine daha ev sahipliği yapacağız.
Diyeceğim o dur ki, yerelden dünyaya açıldığımız zamanlardayız, çalışanla çalışmayanı ayırt ediyor bu millet. …..